Sobadaki hikmet

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış" Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş" jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış" matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış" antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen...

Devamı

Vergi Dairesinde Başa Gelecekler

Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. yanında Bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini İstemişler.. Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş.. Sormuş: - vergi dairesine giderken nasıl giyineyim? Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az Vergi cezası keserler? Mali danışman öğüt vermiş: - en eski elbiselerini giy.. yoksul, muhtaç bir Görüntü ver ki,sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış.. Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş: - en yeni, en pahalı elbiseni giy.. güvenli, Kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza Kessinler vergiciler.. Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. aklına güvendiği, Filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. şöyle demiş: - bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir Arkadaşına sorar.. o da,...

Devamı

Eşekle Patron Arasındaki Fark

Zengin olan görgüsüz birisi şöforune sorar: Eşekle şoför arasında ne fark vardır? Şoförbir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde: bilemedim patron... deyince, patron cevap olarak : eşeğe çüş diyince, şoföre ise dur diyince durur demiş. Bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş, ama karşıdaki patron olduğu için bir şey söyleyememiş. Belli bir süre sonra şoför patrona: Bir soru da ben sorabilimiyim patron? demiş. Patron da sor bakalım deyince şöfor sorar: Peki patron, eşekle patron arasında ne fark vardır? Patron bir süre sonra: Bulamadım şoför, sen söyle bakalım deyince fırsatı yakalayan şoför cevabı yapıştırır: Vallahi patron bende bulamadım...

Devamı

Sarışın Fıkraları

Bir gün bir sarışın beyaz eşya dükkanına gider ve: -Şu küçük televizyonun fiyatını öğrenebilir miyim? satıcı: -Maalesef sarışınlara satış yapmıyoruz efendim. Sarışın bu lafa çekip gider.Ancak yine de o televizyonu almakta kararlıdır. Kuaföre gidip saç diplerini boyatır.Böylece tam bir sahte sarışına benzemektedir.Yine aynı dükkana gider ve : -Şu küçük, sevimli televizyonu almak istiyorum.der Satıcı: -Maalesef sarışınlara satış yapmıyoruz efendim.der Sarışın yine bozulmuştur ve çekip gider.Bu sefer kuaförüne saçını dipten uca boyatır.Sarışın artık tam anlamıyla kumral bir güzeldir.Dükkana gider ve : -Şu küçük televizyonu almak istiyorum.fiyatı nedir? Satıcı: -Sarışınlara satış yapmıyoruz. Sarışın: -Sarışın olduğumu nereden anladınız!? Satıcı: "Efendim üç gündür istediğiniz o televizyon aslında bir mikrodalga fırın"   Kaç attı lan? CASINODA iki görevli sıkıntıdan patlamış bir şekilde barbut masasında dikiliyorlarmış......

Devamı

Buradan Duyulmuyor

Papaz ,iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş . - ''Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?'' Zangoçta derin bir sessizlik...İyice köpürmüş - Papaz: ''Sana soruyorum be adam! Duymuyormusun beni? -''Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim'' - "Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun ..'' Zangoç bıyık altından gülmüş, - '' İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız...'' Yer değiştirmişler. Bu kez zangoç seslenmiş -''Kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?' Papaz kendi kendine söylenmiş. -''Hakikaten yahu! Buradan hiç bir şey duyulmuyor.''

Devamı

Geyik Muhabbetleri Seriler

Rahibin kaybolan horozu Rahip tavuklarını kilise bahçesindeki kümesine kapatır. Bir gün horoz ortadan kaybolur. Ayinden sonra rahip cemaatine sorar: -Kimin horozu var ? Bütün erkekler ayağa kalkar... -Hayır onu demedim, horozu kim gördü ? Bütün kadınlar ayağa kalkar... -Hayır efendim, başkalarının horozunu kim gördü demek istiyorum. Kadınların yarısı ayağa kalkar... - Allah, Allaaah ! Benim horozumu kim gördü yahu ? Bütün rahibeler ayağa kalkar.   Kötü niyet   İri göğüslü, orta yaşın biraz üzerinde bir hanım otobüste cüzdanının çalınması üzerine polise başvuruyor. Polis soruyor: - Hamfendi, cüzdanınız neredeydi? - Sütyenimin içindeydi. - Peki adam elini oraya sokunca bir sey demediniz mi?! - Ben ne bileyim adamın kötü niyetli olduğunu!   Cadaloz kaynana   İş arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor,...

Devamı

Evlilik, kocalar, geyikler

I. Avukat, müvekkiline telgraf çekti: 'Başınız sağolsun. Karınızın gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı sağlayalım?' Ertesi gün cevap geldi: Emin olmak için üçü de yapılsın. II. 'Heey dostum! İyi haberlerini aldım, evlenmişsin!! 'Evet bu 4. oldu 'Önceki üçüne ne oldu peki? 'Üçü de öldü.. 'Yapma ya... Çok üzüldüm.... Nasıl oldu peki?' 'ilk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü 'Bu korkunc bir şey.. peki ya ikincisi?' 'O da mantar zehirlenmesinden öldü.' 'Tanrım ne kaderin varmış senin... Ya üçüncüsü? Yoksa o da mı... 'Hayır hayır.. o boynu kırılarak öldü' 'Anlıyorum.. Kazaydı yani..' 'Hayır... Mantarları yemedi....' III. Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadin görürler. Oğul sorar: 'Ne dersin baba, yiyelim mi onu?' Baba bir an...

Devamı

Laz Pastacı

Adam son derece sevdigi ve saydigi karisinin 60 inci yas gününde, önemli konuklarini da davet ettigi parti için bir pasta ismarlamış.. Karadenizli Laz pastaci: 'Üzerune ne yazmami istersinuz daa?' diye sormus Adam bir an düsünüp, 'Yillarca yoruldun ama, inan hâlâ mükemmelsin' yazılsın! demiş.. - 'Peki efendum pastanin üzerune nasil yerlestirelum ha bu yaziyu? - İki satır halinde olsun, üstte 'Yillarca yoruldun ama ' , altta 'İnan hâlâ mükemmelsin' şeklinde olabilir. Parti günü tüm davetlilerin önüne kivilc¹m lar saçan maytaplarla pasta gelmis. Üzerinde aynen söyle yaz¹yor: Üstte yillarca yoruldun ...Ama altta inan hala mükemmelsin .

Devamı

Tavukları ben tutarım

Adam bir dükkâna girer ve bir kova, 10 kg.lık bir boya, bir kaz ile iki tavuk alır. Satıcı aldığı malzemeleri dükkanın dışına kadar taşımasına yardım eder. Adam tüm bu yükleri eve kadar nasıl taşıyacağını düşünürken yanına yaşlıca bir kadın yanaşır ve bir adres sorar. Adam cevaplar; - Orayı biliyorum yürüyerek gidebiliriz, benim evime çok yakın ama bu yükleri nasıl taşıyacağımı düşünüyorum. Yaşlı kadın ; -Çok kolay, boyayı kovanın içine koy ve bir elinle tut, iki tavuğu da koltuk altlarına yerleştir, diğer elinle de kazı tut. Adam yaşlı kadının dediği gibi yapar. Eve doğru yürürlerken adam; - Şurası biraz kestirme ordan daha çabuk varırız. Yaşlı kadın ; - Olmaz, ya o tenhada beni duvara dayayıp eteğimi kaldırıp bana tecavüz edersen ?...

Devamı

Heykeller

Yıllarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, bir gün bir melek cennetten gelene kadar... "Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarim saat icin sizi canlandırabilirim, siz de bu sure içinde ne isterseniz yapabileceksiniz! " demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbes dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. "On beş dakikanız daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut,...

Devamı