Kategoriler
Eğlence Fıkralar Geyik Muhabbetleri Yaşam

Kadınların Erkekleri Reddetme Bahaneleri

10-Seni ağabeyim gibi severim.(Saz heyetinde 14. keman)
9-Aramızda bu kadar yaş farkı olmasaydı keşke. (Babam yaşındasın)
8-Seni düşünemiyorum. (Çirkinsin)
7-Hayatım şu anda karmakarışık. (eve gideceğiz ve eski erkek arkadaşım gelecek,olay çıkacak)
6-Bir başkasını seviyorum. (Evde kedimi okşar,pasta börek yerim)
5-Aynı işyerinde çalıştığım biriyle çıkamam. (Aslında sadece aynı güneş sisteminde olsak da seninle olmam)
4-Sorun senden değil,benden kaynaklanıyor. (sorun senden kaynaklanıyor)
3-Şu sıralar kariyerime konsantreyim.(iş yapmak bile seninle olmaktan daha ilginç)
2-Sözlüm var. (Seninle beraber olmaktansa her yalanı söylerim)
1-Arkadaş kalalım. (Benim yanımda ol da erkek arkadaşlarımın neler yaptıklarını anlatacak bir adamım olsun)

Kategoriler
Eğlence Fıkralar Geyik Muhabbetleri Yaşam

Not

Sevgili eşime,
7 senelik evliliğimizde sana iyi bir eş olmaya çalıştım ve zannedersem de oldum, ama hiçbir zaman senden bunun karşılığını görmedim.
Hele şu son iki hafta benim için bir cehennemden farksızdı. Bugün Patronun beni arayıp senin bugün işten ayrıldığını söylediğinde bu artık bardağı taşıran son damla olmuştu.geçen hafta eve geldiğinde, ne saçlarımdaki değişikliğin ne de senin en sevdiğin yemeği pişirdiğimin farkına bile varmadın, hatta senin için kendime yeni aldığım geceliği bile giydiğimi farketmedin.Ama sen ne yaptın? eve geldin, iki dakika içinde yemeği mideye indirdin,televizyonda maç seyrettin ve gidip yattın.Artık ne bana beni sevdiğini söylüyorsun ne de bana dokunuyorsun, hiç ama hiçbir şey yapmıyorsun. Sen ya beni aldatıyorsun ya da beni artık eskisi gibi sevmiyorsun.
işte bu yüzden artık seni TERKEDİYORUM.

NOT:
Lütfen beni aramaya kalkma, ERKEK KARDEŞİNLE beraberim ve sana hayatında
mutluluklar dilerim.!!!!
___________________________________

Sevgili eski Karıma,
inan yazdığın bu mektuptan başka, hiç ama hiçbir şey beni bu kadar sevindirmezdi.
Evet doğru, 7 Yıldır evliydik, ama iyi bir eş olmak dışında, bana her şeyi yaptın.

Tamam çok fazla Spor programları seyrediyordum, çünkü senin dırdırlarını ancak bu şekilde biraz olsun duymamazlıktan geliyordum, ama bu bile fayda etmiyordu.

Tabiki geçen hafta saçlarını neredeyse tamamen kestirip tam bir erkeğe benzediğinin farkına varmıştım! tam aynı Erkeğe benzemişsin diyecektim ki,aklıma annemin bir sözü geldi;
EĞER AĞZINI GÜZEL BİR SÖZ SÖYLEMEK İÇİN AÇMIYACAKSAN, HİÇ AÇMA
senin en sevdiğin yemeği yaptım derken galiba sen beni Kardeşimle karıştırmıştın, çünkü o yaptığın yemek benim hiç sevmediğim bir yemekti!!
Ben yatmaya giderken üzerinde yeni ve çok seksi bir gecelik vardı tamam,ama üzerinde hala Etiketi duruyordu, ve inşallah bu bir tesadüftür ama,geceliğin fiyatı 49.99 du ve o gün kardeşim benden tam 50£ borç almıstı????

Ama biliyormusun bütün bunlara rağmen ben seni hep sevmiştim, ve herşeyin birgün güzel olucağını, değişiceğini ve mutlu olucağımızı umuyordum.
İşten ayrılmamın sebebine gelince, o gün Lotto da tam 10 Milyon Euro kazandığımı öğrenmiştim, hemen Patrona çıkıp istifamı verdim ve ikimiz için Jamayka ya iki bilet aldım, ama eve geldiğimde sen bir mektup bırakıp gitmiştin.
Belki de bu olayların böyle gelişmesinin bir sebebi vardı ve böyle olması gerekiyordu.
Dilerim seçtiğin ve her zaman hayalını kurduğun bu hayatta mutlu olursun.Avukatımın dediğine göre bıraktığın bu mektuptan sonra, benden hiç bir
Nafaka talep etmeye hakkın yokmuş!!! nerdeysen orda kal!!!

NOT: Bu seni ne kadar ilgilendirir bilmiyorum ama, adı Carl olan kardeşim bir zamanlar Carla idi…

İmza:
o şimdi çok zengin ve KUŞLAR KADAR HÜR!!!!

Kategoriler
Genel Gerekli Bilgiler Yaşam

klavyeci.com Yeni Arayüzüyle Sizlerle

 klavyeci com
Talepler doğrultusunda arayüz değişikliği yaptığımız sitemizi yeniden yayına alarak siz değerli kullanıcılarımızın beğenisine sunuyoruz. En üst kısımda bulunan menü ile sitemizde bulunan içeriklerin ana hatlarını simgeleyen butonlar ve başlıklar bulunuyor. Tıklayarak içeriğe ulaşabileceğiniz gibi üzerinde 1 saniye bekleme yaparak menünün genişlemesini sağlayabilir ve alt içerikleri görüntüleyebilirsiniz.

klavyeci.comKonu başlığını kendiniz oluşturabilirsiniz. Elbette konu başlığı oluşturabilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız gerekir. Fakat yorum yapmak için kayıt olmanıza gerek yok. Beğendiğiniz konuları Facebook veya twitter üzerinden beğenebilir, paylaşabilir veya şikayet edebilirsiniz. En üstte F ve T butonları ile bunu gerçekleştirebilirsiniz.

 

Gezinti menüsü bütün sayfalarda sizinle olacak. Güncel içerikleri sıralayabilir veya kolayca içerik ekleyebilirsiniz. Davamını oku ve yorum ekle butonlarının üzerinde bulunan tags kısayolları en çok ilgilendiğiniz içerikleri bir tıklama ile sıralamanızı sağlayacaktır.

klavyeci.comBütün konular yoruma açıktır. Yorum yaparken genel ahlak kurallarına uymanız yorumunuzun yayınlanmasını sağlar. Her yorum küfür içermediği sürece mutlaka yayınlanır.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Yaşam

Wolfgang Amadeus Mozart

mozart

27 Ocak 1756’da Avusturya’da Salzburg şehrinde doğdu. 5 Aralık 1791’de Viyana’da öldü. Babası Leopold Mozart, Salzburg Başpiskoposluğu Saray Orkestrası’nda keman çalan, bir çok besteler ve keman için bir metod yazan bir müzikçiydi. Oğlu Wolfgang üç yaşına geldiği zaman kendisinden beş yaş büyük olan kızkardeşi Maria Anna (Nannerl)’ın çaldığı klavsen parçalarını belleğine yerleştirip kendi kendine çalmaya başlayınca ondaki mucizevi özelliği farketti, hele bir gün minik Wolfgang’ın eline geçirdiği bir nota kağıdına daha kullanmayı bile beceremediği kocaman tüy kalemle konçerto çiziktirdiğini görünce, ona ciddi olarak klavsen dersleri vermeye başladı.
Gerçekten de Wolfgang’ın iyi bir müzikçi olmak için doğuştan olağanüstü özellikleri vardı; kulağı bir kemanda bir notanın sekizde bir kadar akort düşüklüğünü farkedecek derecede hassastı ve çirkin seslere, gürültülere karşı tepkisi ise baygınlık geçirecek ölçüde şiddetlenebiliyordu.
Zaman geçtikçe Mozart’ın müzik yanında aritmetik ve resime de yeteneği olduğu ortaya çıkıyordu. Çevrede bu harika çocuğa karşı ilginin artması üzerine, babası bu erken doğan güneşten faydalanmak, çocuklarının sayesinde para ve şöhret sağlayabilmek için, oğlunu ve kızını yanına alarak Avrupa kentlerini dolaşmaya, konserler vermeye başladı. Wolfgang klavsen, keman ve org çalmadaki ustalığıyla, her şeyden fazla doğaçtan çalışlarıyla dinleyicilerini hayrette bırakıyordu. Müzik aletlerini çalmakta gösterdiği kolaylığa denk bir kolaylıkla beste de yapmaya başladı. Beş yaşında menuet, yedi yaşında konçerto ve sekiz yaşında senfoni meydana getirdi.
Yaşamının ilk oniki yılında babası ve kızkardeşi ile birlikte konserler vererek boydan boya dolaştığı Avrupa’da geçtikleri her kentte hayranlık ve ilgi topladı, saraylarda krallar ve kraliçeler önünde çaldı. Soylular, her defasında yeni bir eserle ortaya çıkan harika çocuk Wolfgang’ı dinlemek için yarıştılar, çağın ünlü ressamları Mozart’ların portre ve resimlerini yaptılar.
O günlerde Wolfgang’ı dinleyen ünlü düşünürler Voltaire ve Goethe, bu küçük çocuğun bir gün sanatının en büyük ustaları arasına katılacağından emin olduklarını söylediler.
Ondört yaşında iken, ilk opera eseri “Lucia Silla” Milano’da çalındığı zaman Mozart kendini opera sahnelerine de, üstelik operanın vatanı İtalya’da, kabul ettirmiş bulunuyordu. Papa tarafından kabul edilerek ona, o güne kadar sadece büyük ustalara layık görülen “Altın Mahmuz” nişanı ve şövalyelik beratı verildi.
Mozart, bilinci salt şarkı ve müzikten oluştuğu için kendisini o günlerdeki bu ihtişamlı olayların cazibesine kaptırmadı; sadece besteleri ile uğraştı, bu uğraşını durmadan inatla, ısrarla yürüttü.
Yirmibeş yaşına kadar rahat ve huzur görmeden o kentten bu kente dolaştı, han köşelerinde barındı, bazen yiyeceksiz kaldı, kar ve yağmur yağarken atlı yolcu arabalarında titreyip durdu. Bu meşakkatli yolculuklar esasen sağlıksız ve zayıf olan bünyesini oldukça yıprattı.
Mozart’ın hayret uyandırıcı; bir başka yönü de birbiri ardına geçirdiği tifo, çiçek ve mafsal romatizması gibi o zamana göre ölümcül olan hastalıkları atlatması, ama buna rağmen ürün vermeye devam etmesi ve keyfini hiç bozmamasıdır. Ablası Nannerl onun bu yolculuklarında “Ben ülkesini teftişe çıkan küçük bir kralım” diyerek kendince bir eğlence yarattğını, geçtikleri kasaba ve köylere bir takım uydurma adlar taktığını anlatır anılarında.
Sanat tarihinin bu eşsiz insanı çocukluk nedir bilmedi, Ölünceye dek kendi çocuk ruhuna bağlanıp kaldı. Bu nedenle Mozart yaşamı boyunca iyi ve saf karakteri yanında çocuksu neşe ve espri (mizah) anlayışını hep muhafaza etti.
Hayatın küçük zevklerinden tat almaya bayılırdı, ümitsizliğe düşmek harcı değildi. İnsanlarla beraber olmaktan ve onlarla neşeli konuşmalar yapmaktan hoşlanırdı. Bilardo oynamak, Türk kahvesi içmek ve dans etmek ona büyük keyifler verirdi.
Kariyeri, onur ve şan yönünden parlak biçimde sürmesine rağmen maddi durumunu düzeltmedi. Yaşamı boyunca sonu gelmeyen para sıkıntısı çekti. Ona övgüler yağdıran krallar bile hasis davrandılar. Sadece dersler vererek ve halk konserleriyle yetinerek hayatını kazanmaya çalıştı.
Mozart’ın otuzaltı yaşını doldurmadan vakitsiz ölümünde çocukluğunda geçirdiği ağır hastalıkların ve yapılan yıpratıcı yolculukların etkisinin büyük olduğu kabul edilmektedir.
Cenazesi fakir cenazeler için uygulanan biçimde kaldırıldı. Mezarının nerede olduğu ise bilinmemektedir. Söylenenlere göre, Mozart’ın tanıdığı insanlar arasından sadece altı kişinin katıldığı katedraldeki cenaze duasından sonra bu küçük kafile şiddetli yağmur nedeniyle mezarlığa kadar tabuta eşlik edemeyince cenaze aceleye getirilerek dilenciler için ayrılan bir mezara gömüldü. En fenası, bütün araştırmalara rağmen bu mezarın yeri öğrenilemedi, tabutun nasıl olup ta sahipsiz kaldığı ise ölüm sebebi gibi hiç bir zaman anlaşılamadı.
Müziğin bu eşsiz çocuğuna reva görülen bu davranışın utancını duyan Viyana şehri onun 32. ölüm yıldönümünde, mezarının bulunduğu varsayılan yere bir heykelini dikti.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Hayvanlar Yaşam

Bebek fok balıkları

Bir hayvanın kafasına vurula vurala öldürülüp kürkünü birkaç tane kokoş için yüzmek ve hayvana eziyet etmenin neresi spor?

Norveç ve Kanada yeni bir turizm’e başladı.Bebek fok balıklarını öldiümek. Ve buna ‘spor’ diyorlar. Buna spor mu diyorsuz?

Bu bir sporcumu? Neden? Sen bizim tek umudumuzsun! Bu barbarlık insanlar tarafından yapılmamalı ve engellenmeli! Bize sırtınızı dönmeyin çünkü korunmazısız!.. Bu resimlerin çok üzücü olduğunu biliyorum ve asıl acıyı biz yaşıyoruz…Ve bu çok acıklı ve ŞU ANDA bile Dünya’da olan bir şey…!!! Neden onları öldürüyoruz? Yaşamaya ve ölmeye kim karar verir/verebilir ki?

Bu nasıl bir spor? Biz kimseyi incitmedik…Sadece masumca yüzüyorduk… Lütfen bana ve arkadaşlarıma yardım edin…!!!!! Bu resimleri izleyip HİÇBİRŞEY yapmamak bencilliktir.

 

Lütfen bize yardım edin…!! Lütfen bize yardım edin!!!….!!!

HAYVANLARI VE FOK BALIKLARINI ÖLDÜRMEYELİM..!!

Bunu başkalarına e-mail atarak buna bir dur diyebilir ve başkalarını uyarıp bu gaddarlık ve katilliği önleyebiliriz..!!!!!!!

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Yaşam

Fosforun Faydaları

Fosfor insan vücudunda kalsiyumdan sonra en fazla bulunan elementtir. İnsan vücudu fosfora kemik ve diş oluşumu, beyin fonksiyonlarının sağlıklı işleyişi , enerji üretimi, kalp kasının kasılması, sinir ve kas hareketleri, böbrek işlevleri açısından ihtiyaç duyar. Fosfor ayrıca vitaminlerin kullanımı ile besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde yardımcı olarak vücuda yarar sağlar. Fosfat (fosforun %85 kadarı kemikte fosfat formunda depolanır) hücre içi sıvıların ana anyonudur. Fosfatlar dönüştürülebilir olmalarından ötürü, birçok koenzim sisteminin ve metabolizma fonksiyonlarının işlemesi için gerekli bileşiklerle birleşme yeteneğine sahiptir. Fosfatların birçok önemli reaksiyonları özellikle ATP, ADP ve fosfokreatinin işlevleri ile ilişkilidir.

Günlük fosfor ihtiyacı 2 g’dır. Yeterince balık tüketmek fosfor ihtiyacını önemli ölçüde karşılar.

Fosfor eksikliği özellikle kasları ve kemikleri olumsuz yönde etkileyerek kas hücrelerinin zarar görmesine, kasların ve kemiklerin güçsüzleşmesine neden olur.

Sinir- kas ilişkisinde ve beyin fonksiyonlarında aksaklıklara yol açar.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Yaşam

Leptospiroz’a dikkat

Doç.Dr. Osman Genç
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı
Kınıklı Denizli Tıp Laboratuarı

Kısa süre önce bir kadın son derece önemsenmeyen bir sebepten dolayı hayatını kaybetmiştir.

SEBEP?
Hayatını kaybeden kadın Genfer Gölü’nde piknikteyken, bir kutu içeceği kutusundan içti. Pazartesi günü Lozan’daki CHUV’ye sevk edildi ve Çarşamba günü vefat etti. Otopsi sonucu Leptospiroz fulgurante’den öldüğü anlaşıldı.

Tekneye bardak götürmemişti ve içeceği direkt kutudan içmişti.
Kutular kontrol edildiğinde, kutularda fare urini (idrarı) bulunduğu, yani Leptospiras ile kirlendiği ortaya çıktı.
Muhtemelen kadın, kutunun ÜSTÜNÜ TEMİZLEMEDEN AĞZINA GÖTÜRÜP İÇMİŞTİ…
Kutunun üstüne Fare ürini (idrarı) bulaşmış ve kurumuş ki, bu zehirli maddeler içermektedir, bu da Leptosiproz’ u ortaya çıkaran Leptospiras içerir.

Bu kutular fare bulunan depolarda muhafaza edilir ve temizlenmeden Pazar’a sürülür.

Kutular satın alındıktan sonra buzdolabına konulmadan önce bulaşık deterjanı ile özenle temizlenmeli.

İspanya’da İNMETRO tarafından yapılan bir araştırma sonucunda, kutular tuvaletlerden daha da fazla kirlidir!

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Teknoloji Yaşam

Kimlik Fotokopisi Sahtekarlarına Dikkat

KİMLİK FOTOKOPİSİ KULLANIRKEN UYANIKLARA YEM OLMAYIN!

Bildiğiniz gibi artık her kurumda işlem yaparken, telefon hattı alırken,biryerlere abone olurken, kargo alıp-verirken, havale işlemlerinde. . vs.. kimlik fotokopisi istenmekte..
Aslında bu yasal değil, sadece koca formu doldurmak yerine kimliğinizin fotokopisini iliştiriyorlar o belgelere ya da kendilerini garantiye alıyorlar ve işleri hızlandıyorlar.
Sebep herneyse. Sonuçta artık kimlik fotokopisi ile çok işlem yapılması alışmış bir durum oldu.
Peki bu kimlik fotokopiniz ile başkası neler yapabilir diye düsündünüzmü hiç?
Birkaç örnek verecek olursak:
-Adınıza bir yerlere üye olunabilir.
-Adınıza abonelik açılabilir.
-Sizi bir şey için kefil edebilirler.
-En çok görülen vakalardan biri de şu: ADINIZA BİRSÜRÜ TELEFON HATTI AÇTIRIP, AÇIK HAT OLARAK SATABİLİRLER! ve bu hatları alanlar herhangibir suç işlediklerinde direk hat sahibi yani kimlik fotokopisi kullanılarak adına hat açılan kişi zan altında kalmaktadır. (zaten siz de telefoncularda açık hat satıldıgına sahit olmuşsunuzdur)
-ve bunun gibi bircok örnek.

Peki kendimizi korumak, kimlik bilgilerimizle istegimiz dışında işlem yapılmasını önlemek çok mu zor? Elbette değil
Basit ve etkili bir yöntem var:

Mesela 05xx1234567 nolu telefon hattını aldınız.
Form doldururken ve kimlik fotokopisini verirken,FOTOKOPİ DE, KİMLİĞİN ÖN VE ARKA YÜZÜNDEKİ BOŞ ALANLARA
SADECE 05XX1234567 HATTIN ABONELİK İŞLEMLERİ/ AKTİVASYONU İÇİNDİR yazıp paraf atmanız sizi koruyacaktır.

Veya: SADECE 01/01/200X NOLU , XXXXMİKTARLI HAVALE İŞLEMİ İCİNDİR..
VB. ŞEKLİNDE NOT TUTMANIZ İYİ BİR ÖNLEM OLACAKTIR…
(çevrenizdekileri uyarmayı unutmayınız)

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Yaşam

Çocuklu Yaşama Kendinizi Hazırlamaya Ne Dersiniz?

1-) Köşe başındaki süpermarkete gidin. Hiçbir şey satın almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayı kasiyere verin. Daha sonrada yandaki eczaneye gidin kredi kartı ile ilaçlar alın. Akşam saat 17:00 ile 22.00 arasında elinizde yaklaşık 4 kg. ağırlık taşıyarak sürekli ev içinde volta atın. Saat 22.00’de ağırlığı yatağa bırakın. Saati 24.00’e kurun ve yatın uyuyun. Saat tam 24.00’de kalkın.4 kg. ağırlığı tekrar elinize alın ve saat 01.00’e kadar evin içinde dolaşın. Ağırlığı tekrar yatağa koyun. Saatin alarmını 03.00’e kurun. Yatın. Uyuyamayacağınız için tekrar kalkın; bu kez elinizde ağırlık olmadan evin içinde dolanıp durun. Koltukta kendinizden geçin.03.00’te çalan alarm ile fırlayın, 15 dakikalık uykunun sersemliği ile yatağa yönelin, ağırlığı elinize alın. Saat 04.00’e kadar elinizde ağırlık varken karanlıkta dolanın ve bu arada yüksek sesle çocuk şarkıları, ninniler söyleyin. Kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun. Böylece toplam uyku miktarınızı 45 dakikaya yükseltin. Kahvaltıyı hazırlayın. Güleryüzlü olun ve bunları 5 yıl boyunca her gece tekrarlayın.

2-) Eve canlı bir ahtapot getirin. 5 yıl boyunca düzenli bir biçimde her sabah onu giydirmeye çalışın. Ayrıca ahtapotu bir çuvala, hiçbir kolu dışarda kalmayacak şekilde, en kısa zamanda sokmanın provasını yapın.

3-) Bir kavun alın. Kavunun üstünde bir delik açın. Kavunu uzunca bir iple tavana asıp, sallayın. Kavun sağdan sola sallanırken, bir kaşık sıcak su alın, sallanan kavunda daha önce açmış olduğunuz deliğe, yere dökmeden sokmaya çalışın.

4-) Ağzınızdan çıkan her cümleyi en az beş kez daha tekrarlayarak konuşmaya alışın. Bunu bir yaşam biçimi haline getirin.

5-) Dışarıya çıkmak için giyinin. Banyonun kapısı önünde tam tamına yarım saat bekleyin. Aşağıya inin. Kapının önünde beş dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün.Tekrar dışarıya çıkın. Evin önündeki yolda yürümeye başlayın. çok ama çok yavaş yürüyün. Yürürken de yerde gördüğünüz her sigara izmaritini, cikleti, kirli kağıdı,mendili, karıncayı dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden “yeter artık senden çektiğim” diye avazınız çıktığı kadar bağırın. Eve geri dönün. Her gün böyle yürüyüşler yapın.

6-) Süpermarkete gidin.Yanınıza da orta büyüklükte bir keçi alın: Süpermarkete girince keçiyi serbest bırakın.Daha sonra da keçinin içerde kırıp, tahrip ettiği her şeyin parasını sorgusuz sualsiz peki deyip ödeyin.

7-) Evdeki koltuklara tereyağı bulayın. Perdelere de reçel bulaştırın.

😎 Mutfakta pişmekte olan bir adet balığı çalın ve onu misafir odasında bir yere saklayın. Balığın odada 5 ay kimse tarafından bulunmadan kalmasını sağlayın.

9-)Evdeki yeni sulanmış çiçeklere elinizi sokun ve aldığınız çamurlar ile temiz duvarlar üzerinde figürler yaratın.

Nasılmış, çocuklu yaşama hazır mısınız? Bir daha DÜŞÜNÜN.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Yaşam

Unutkanlık Tedavisi

Unutkanlığı unutturacak 10 alıştırma şöyle sıralanıyor:

1- Devrim alıştırması: Günlük rutin alışkanlıklarınızda değişiklik yapın. Örneğin sağ elinizi kullanıyorsanız biraz da sol elinizi çalıştırmaya başlayın. Saçlarınızı sol elinizle tarayın ve kahve fincanınızı alışık olmadığınız elinizle tutun ya da çayınızı kaşıkla alışık olduğunuz yönün tersine karıştırın. Sonuçta rutin alışkanlıklarınızı kırıp beyninizin kullanmadığınız diğer yarısını da harekete geçirmiş olursunuz.

2- Çocuk oyunu alıştırması: İşe ya da alışverişe giderken tıpkı bir çocuk gibi merak içinde bütün duyularınızı harekete geçirin. Bakın, dokunun, dinleyin, koklayın. Fırında satılan taze ekmeklerin kokusunu algılamaya çalışın. Yürüdüğünüz zeminin özelliklerini hissedin, bunun sizde nasıl duygular yarattığını anlamaya çalışın. Yanınızdan geçen insanların konuşmalarını dinleyin. Evinizde gözlerinizi kapatarak bir yerlere ulaşmaya çalışın. Kısacası duygularınızı alışık olmadığınız tarzda kullanın. Bu şekilde çok ender yaptığınız bağlantıları canlandırır, beyin kapasitenizi artırırsınız.

3- Harf alıştırması: Elinize bir gazete ve fosforlu bir kalem alın. Sırasıyla paragrafları okuyun ve çift yazılmış harflerin üstünü çizin. Bir sonraki aşamada kelime içinde birden fazla geçen harflerin üzerini çizin. Alıştırmayı yaparken kelimelerin üzerinde fazla düşünmeyin ve hemen işaretleyin. Böylelikle konsantrasyon gücünüz artar.

4- Polisiye alıştırması: “Dün akşam şu saatte ne yaptım, neredeydim, iki saat önce ne yaptım” gibi genellikle polisiye romanlarda sorulan soruları kendinize yöneltin ve yanıtlamaya çalışın. Bu sayede yaptıklarınıza karşı dikkatinizi geliştirirsiniz. Ayrıca kısa hafızanız da gelişir.

5- Yürüyüş alıştırması: Asker yürüyüşü gibi olduğunuz yerde hareket edin. Sol bacağınızı her kaldırdığınızda önce sağ elinizle, sonra sol elinizle dizinize dokunun. Bu hareketleri birkaç kez tekrarlayın. Koordinasyon yeteneğinizi artıran bu hareketlerle beyninizin her iki tarafını da kullanmış olursunuz.

6- Ressam alıştırması: Burnunuzun ucunda bir fırça olduğunu hayal edin. Bununla havaya en sevdiğiniz renkte yatay bir sekiz çizin. Bu hareketi gevşek ve dengeli yapın. Bu çizim hareketleri yorgun zihninizi hemen canlandırır. Aynı zamanda beyni bloke eden stresi etkili biçimde yok eder.

7- Ajan alıştırması: Çevrenizde bulunan arabaların plakalarına dikkat edin ve plakada bulunan harflerden kelimeler ve cümleler türetmeye çalışın. Böylece kelime haznenizi geliştirir ve beyninizi canlandırırsınız.

8- Resim alıştırması: Hafızayı güçlendiren bu alıştırma için kağıt kalem alın ve kağıdın üzerine bir tane mum, bir kuğu, üç kollu bir kaktüs, üç yapraklı bir yonca, beş parmaklı bir el, hortumunu yukarı kaldırmış bir fil, sola dalgalanan bir bayrak, saatli bir yumurta, sapının üzerinde duran bir pipo, davul yanında duran bir adam, vb. çizin. Her resim bir sayıyı sembolize ediyor. Ardından sembolleri sayılara göre ezberleyin.

9- Otobiyografi alıştırması: Düşünün ki hayat hikayenizi tekrar yazmanız gerekiyor. Burada işe gittiğiniz ilkokuldan başlayabilirsiniz. Bunun için en yakın arkadaşınızın kim, tipinin nasıl olduğunu hatırlamanız gerekiyor. Tabiî sınıfınızın düzenini, görüntüsünü de… Bu alıştırmayla kişilerle ilgili hafızanızı harekete geçirirsiniz.

10- Hipnoz alıştırması: Özellikle stres anlarınızda veya kaygıya
kapıldığınızda olumlu sözcüklerden destek almaya bakın. Bunlarla olumsuz düşüncelerinizi yok eder, hedeflerinize daha kolay ulaşırsınız.