Kategoriler
Cinsellik Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Sağlıklı ve Mutlu Yaşamın Sırları

1. Vücudunuza çok dar gelen kıyafet giymeyin.

2. İlaçla yaşamaktan kaçının.

3. Randevularınızı önceden ayarlayın.

4. Hafızanıza güvenmeyin; mutlaka yazın.

5. Aracınızı, bozulmadan servise götürüp bakım yaptırın.

6. Her kilidin yedek anahtarını yaptırın ve belli yerlerde bulundurun.

7. Daha sık ‘hayır’ deyin.

8. Yapacaklarınızı öncelik sırasına sokun.

9. Zamanınızı israf etmeyin.

10. Öğle ve akşam yemeklerini basitleştirin.

11. Kötümser insanlardan uzak durun.

12. Önemli evrakın birden fazla fotokopisini çektirin.

13. Evde çalışmayan ne varsa tamir ettirin.

14. Yapmaktan hoşlanmadığınız işler için yardım isteyin.

15. İhtiyaçlarınızı önceden belirleyin.

16. Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayırın.

17. Etrafı toplayın, dağınıklıktan kurtulun.

18. Gülümseyin.

19. Bebekleri gıdıklayın.

20. Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.

21. Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin. Bazı şeyleri de bilmeyin.

22. Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.

23. Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.

24. Arada bir çarşı hamama gidin.

25. Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.

26. Verdiğiniz kararın ne anlama geldiğini iyi düşünün.

27. Kendinize güvenin.

28. Nüktedan olun.

29. Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.

30. Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.

31. Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.

32. Hava açıksa, gece yıldızları seyredin.

33. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.

34. Arada bir şiir okuyun.

35. Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.

36. Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin.

37. Görünüşünüze özen gösterin.

38. Her şeyi kararında yapın; ifrata kaçmayın.

39. Nerede gerekiyorsa, orada mutlaka gerekli emniyet tedbirini alın.

40. Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın.

41. Resim ve heykel sergilerini gezin.

42. Ayakkabınızı boyatın.

43. Berbere gidin.

44. Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.

45. İyi bir müzik dinleyicisi olun.

46. Kendi kendinize yetmeyi öğrenin.

47. Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün.

48. Dünyanın en yetenekli insanı olmadığınızı kabul edin; gerekiyorsa elimden ancak bu kadar geliyor deyin.

49. Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.

50. İşe erken gidin.

51. İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.

52. Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.

53. Kırlarda dolaşın.

54. Maça gidip bağırın.

55. Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.

56. Teşekkür edin.

57. Arabanıza güzel koku yayan bir alet koyun.

58. Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun, sonra da afiyetle yiyin.

59. Başkalarını adam etmekten vazgeçin.

60. Severken karşılık beklemeyin.

61. Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.

62. Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin.

63. Şişmanlamayın.

64. Hatıra defteri tutun.

65. Bir hela temizleyin.

66. Kağıttan bir uçak yapıp uçurun.

67. Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın..

68. Mutlaka yeterince uyuyun.

69. Az konuşun, çok dinleyin.

70. İş arkadaşlarınıza ve dostlarınıza iltifatı esirgemeyin.

71. Bir güne yapılacak çok şey tıkıştırmayın.

72. Acelesiz yaşayın; daha önünüzde yaşanacak çok güzel günler var.

73. Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın.

74. Son söz:
Öfkeyi, kendinize zevk edinmeyin.

Kategoriler
Cinsellik Gerekli Bilgiler Sağlık

Cilt Bakımı Yüz Bakımı Sivilceler

Ciltte yaşlanmaya, sivilcelere, yaralanmalara ve güneş ışınlarının olumsuz etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan kırışıklık, leke, şekil bozukluğu gibi estetik kusurların düzeltilmesi için kullanılan soft yöntemler büyük ilgi görüyor. Acı çekmeden, normal yaşamı etkilemeden uygulanır olması soft yöntemlere üstünlük sağlıyor. Kişinin estetik sorununun niteliğine ve beklentilerine göre muayeneden sonra hangi yöntemin kullanılacağına karar veriliyor.

Dolgu maddeleri enjeksiyonu

Dolgu maddelerin cilt içine enjekte edilmesiyle, kırışıklık bölgesinde hacim yaratılarak kırışıklık çizgileri düzeltiliyor. Dolgu maddeleri, yüzdeki yaşlılık çizgileri, yaralanmalarla oluşan çizgiler, yüzdeki şekil bozuklukları, kişinin derin sivilce izleri gibi sorunlarda tercih ediliyor. Ayrıca kişinin dudak kalınlaştırma, dudak şekillendirme gibi estetik değişiklik taleplerinde de bu yöntemler rahatlıkla uygulanabiliyor.

Dolgu yapılmasında kullanılan birçok madde bulunmaktadır. Bunlar sıvı parafin, sıvı silikon (ülkemizde kullanımı yasal değil) kolajen, hyalüronik asit, otolog yağ, otolog kolajen gibi maddelerdir. Kliniğimizde uygulanan dolgu maddesi, stabilize edilmiş hyalüronik asittir. Tamamen organizmaya uyumlu ve organizma tarafından eritilebilen doğal bir maddedir. Fonksiyonu, vücudun kendi hyalüronik asidinin tüketildiği yere hacim eklemektir.

Kalıcılığı ne kadar?

Dolgu maddeleri enjeksiyonun kalıcılık süresi 5 -12 ay arasında değişiyor. Metabolizmanın, hyalüronik asidi su ve karbonhidrata dönüştürmektedir. Büyüme faktörleri ve hormonlar, glikoz ve oksijen gibi önemli besleyici ajanların serbest geçişine olanak verir. Hyalüronik asit jelinin parçaları arasında hücreler dolaşabilir ve sağlıklı bir cilt ortaya çıkar. Test ihtiyacı olmadığından kişi hemen uygulamaya alınabilir, anında tatmin sağlar. Enjeksiyonun hemen sonrasında kişi normal yaşantısını sürdürebilir. Her yaşta uygulanabilir. İstenildiği sıklıkta tekrar edilebilir. Alerji riski yoktur.

BT-A (Botilinum Toksin – A) enjeksiyonu

BT-A, 1980 yılından bu yana tıbbın çeşitli alanlarında başarıyla kullanılıyor. Bazı kişilerin alışkanlık olarak kaşlarını çatmasıyla zamanla o bölgedeki çizgiler belirginleşmekte, bu da hoş olmayan bir yüz ifadesine neden olmaktadır. BT-A enjeksiyonu en sık, alın, iki kaşın arası, göz çevresi, çene ve dudak çevresindeki çizgilere uygulanmaktadır. Bu bölgelerin sinir ileti bozukluğuna ait anormalliklerinde özellikle tercih edilir. BT-A enjeksiyonunun etkisinin kalıcılığı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ortalama 4 -12 ay kalıcı etki elde edilir. Hiçbir sistemik yan etki gözlenmemiştir. Uygulamanın isteğe bağlı tekrarı mümkündür. BT-A enjeksiyonu uzman doktorlar tarafından yapılmadığında, kaş ve göz kapağı düşmesi, göz altı şişmesi gibi geçici yan etkiler görülebilir. BT-A uygulaması öncesi, hekimin, hastanın yüzündeki patalojiyi iyi belirlemesi, uygulayacağı dozu ve yöntemi belirlemesi gerekir.

BT-A enjeksiyonunun diğer kullanım alanları

BT-A enjeksiyonunun diğer kullanım alanları olarak, koltuk altı, el ve ayak gibi bölgelerdeki aşırı terlemeyi azaltmak amacıyla da uygulanabildiğini belirtiliyor. BT-A’nın ter bezlerinin yakınına enjekte edilmesi ile o bölgede, kişiden kişiye değişiklik gösteren biçimde 4 – 12 ay süreyle terlemenin azaltılması sağlanabiliyor.

BT-A enjeksiyonu yapılabilmesi için, kişide, başka hiçbir kas hastalığının bulunmaması ve en az 1 ay öncesinden o kişinin yüzüne, başka herhangi bir uygulama yapılmamış olması gerekiyor.

BT-A enjeksiyonuna bağlı olarak henüz bildirilmiş ciddi ya da kalıcı bir yan etki bulunmaması, bu uygulamanın önemli bir özelliği olarak kabul ediliyor.

Kimyasal peeling nedir?

Cildin zarar görmüş tabakasının değişik kimyasal maddelerin farklı konsantrasyonlarda kullanılarak kaldırılması işlemine peeling adı veriliyor. Kimyasal peeling TCA, rezorsin, laktik asit, sitrik asit, glikolik asit gibi birçok maddeyle yapılabiliyor. Bu yöntemlerden hangisinin hastaya uygulanacağına hekim karar veriyor. Kimyasal peeling, güneş hasarı sonucu oluşmuş ince çizgilerin hafifletilmesi ve kalın çizgilerin inceltilmesi, sivilce tedavisi, sivilce izlerinin hafifletilmesi, cildin yumuşaklığını artırarak, kuru kaba yapısının giderilmesi, parlaklığının artırılması ve ayrıca çeşitli dermatolojik bozukluklarda uzman hekimler tarafından uygulanan bir yöntemdir. Peeling öncesinde hasta-doktor beklentilerini, hastanın ulaşmak istediği iyilik, elde edilebilecek iyileşmenin seviyesi, hastanın tıbbi geçmişi, hastanın daha önce kullandığı ürünler ya da görebileceği tedavileri içeren karşılıklı tartışma, tedavinin başarısı için gereklidir. Hastanın yaşı, cilt tipi, cinsi, vücudunda düzeltme ihtiyacı gördüğü bölgelere göre kimyasal maddenin konsantrasyonu, süresi ve seans sayısı ayarlanır. Ortalama 8-10 seanstır.

Hangi durumlarda uygulanmaz?

Kimyasal peelingin uygulanamayacağı durumlar da bulunuyor. Bu nedenle hekimin, hastanın vücudunda, peeling yapılacak bölgeyi dikkatlice muayene edip karar vermesi büyük önem taşıyor. Aktif herpes enfeksiyonu (uçuk) bulunan, yeni operasyon geçirmiş, radyoterapi gören, cildinde yara izi oluşma ihtimali olan, siğil bulunan kişilerde kullanımı uygun değil. Ayrıca son bir ayda krioterapi (soğuk tedavisi) uygulanması ve bazı ilaçların kullanımı da kimyasal peeling uygulamasının yapılmaması gereken durumlar arasında yer alıyor. Kimyasal peeling uygulandıktan sonra o bölge güneşe maruz bırakılmamalı, ayrıca tahriş yapabilecek her türlü etkiden korunmalıdır.

Krioterapi -Soğuk tedavisi

Krioterapide, kaynama derecesi çok düşük bazı gazlar uygulanarak vücudun bir bölgesi istenilen soğutulma derecesine getiriliyor. Bu sayede güneş etkisiyle oluşan kahverengi yaşlılık lekeleri, et benleri, siğiller, virüs enfeksiyonlarının izleri başarıyla gideriliyor.

Krioterapiyle cildin yüzeyindeki istenmeyen oluşumların kaybolması sağlanıyor. Uygulanan endikasyonlarda başarı oranı çok yüksektir. Uygulama süresi çok kısadır. Herhangi bir lokal anestezi ya da cerrahi girişim gerektirmez. Kullanılan gaz, cildin yüzeyine sprey ya da dokundurma sistemiyle saniyelerle ifade edilebilecek kadar kısa süre uygulanır. Lezyonun özelliğine göre bir ya da birkaç seans yeterlidir. Uygulama sonrasında bir sızı olabilir. Krioterapi uygulandıktan sonra uygulama bölgesinde bir kızarıklık oluşur. İyileşme süreci vücudun onarım süreci kadardır. Kişide soğuğa karşı aşırı duyarlılık ya daönemli bir sistemik hastalığın bulunması durumunda krioterapi uygulanmıyor.

Kategoriler
Cinsellik Gerekli Bilgiler Sağlık

Güzellik Sırları

Güne zinde başlamak
Sabahları yorgun kalıyorsanız vücudunuzu toksinlerden arındırmak için bir bardak limonlu ılık su içebilir, cildinize de maden suyu ile masaj yaparsanız canlandırmış olursunuz.

Diş sağlığı
Diş etlerinizi kuvvetlendirmeniz için küçük taneli tuzları diş fırçanızın üzerine koyun. Daha sonra da diş etlerinize kadar dişlerinizi fırçalayın.

Susuz ciltler için
Vücudunuzda su eksikliği varsa badem özlü bakım kremleri kullanmalı ve yeşil çay içmelisiniz.

Buzlu dudak kremi
Eğer dudak kalemi kullanıyorsanız size önemli bir tavsiye. Kalemi kullanmadan önce buzlu bir kabın içinde bekletirseniz daha iyi sonuç alırsınız.

Ellere süt banyosu
Manikür yapılırken su yerine artık süt kullanılıyor. Ellerinizi en az beş dakika ılık sütün içinde dinlendiriseniz elleriniz ve özellikle tırnaklarınızın güçleneceklerini göreceksiniz.

Farların kullanımı
Eğer farlarınız göz kapaklarınızın üzerinde birikiyorsa kesinlikle yağ bazlı farlar kullanmayın. Yoğun renk pigmentleri içeren pudra farlardan kullanmalısınız. Hafif sedefli farlarda bu konuda çok kullanışlı. Çünkü içeriğindeki sedefli maddeler göz kapağının üzerine yapıştığı için birikme yapmaz.

Mat dudaklar için
Mat rujları seviyorsanız dudak kalemi kullanmalısınız. Böylece dudaklarınız parlamayacak ve çerçeveyi çok fazla taşırmadığınız sürece dudaklarınıza ayrı bir dolgunluk kazandıracaktır. Sadece dudak kalemi ile de dudaklarınıza renk verebilirsiniz. Ama burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var; kalemi dudağınıza dik hareketlerle sürdükten sonra parmağınızla iyice dağıtmalısınız.

Göz makyajı temizliği
Göz makyajınızı temizlerken göz kapağı ve çeversini ovuşturmamalısınız. Bunun için kullandığınız ürünü göz kapağınıza sürdükten sonra bir parça pamukla göz pınarından dışarıya doğru hafif dairesel hareketlerle silin.

Cildiniz parlıyorsa
Cildinizi kurutmadan matlaştırmanız gerekir. Fondöteninizi sürmeden önce matlaştırıcı kremler kullanmalısınız. Ve günlük kremler kullanırken bunların jel olmalarına özen gösterin.

Rejim yaparken göğüsleriniz sarkarsa
Kadınların sıkı bir rejime girdiklerinde kilo vermekten göğüslerinin sarktığı görülür. Bu durumda proteini zengin rejimler yapmalısınız. Böylece elastin ve kolajen lifleri esnekliğini kaybetmemiş olur.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Yeni Aspirin

Kendinize yardım ediniz.
Bayer dilin üzerinde hemen eriyecek kristal aspirin imal ediyor. Bu aspirinin tablet olandan daha etkin ve hızlı etkili olduğu söyleniyor.

Neden yatağınızın başucunda aspirin olsun?
Kalp krizleri hakkında
Sol kol ağrısı dışında başka işaretleri de var kalp krizinin..
Yoğun ense ağrısı, kusma, terleme de daha seyrek ama gözardı edilmemesi gereken belirtilerden.
Not: Kalp krizinde göğüste illa ki ağrı olacak diye bir şey yok!!.
Uykularında kalp krizi geçiren çoğu (yaklaşık 60%) insan, bir daha uyanamadı. Yine de, yoğun göğüs ağrısı ile de uyanabilirsiniz.
Diyelim ki başınıza geldi, derhal ağzınıza iki aspirin atın bir damla su ile yutun Sonra da:
– Yakında oturan bir akraba ya da arkadaşınızı arayın.
– “kalp krizi!” deyin
– 2 aspirin aldığınızı da söyleyin .
– Mutfak ya da holden bir sandalye alıp giriş kapısına yakın bir yere oturun ve, yardımın gelmesini bekleyin.

~Sakın yere uzanmayın!!!~

Kategoriler
Bilişim Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Cep Telefonunun Tespit Edilen Zararları

Tıpkı sigaradaki gibi. 1960’larda, sigaranın sadece öksürüğe sebep olduğu söyleniyordu. Bugün artık çok iyi biliyoruz ki, kanserin baş etkenlerinden biri. Veriler gösteriyor ki abone başına aylık ortalama kullanım dakikası verileri (MoU) incelendiğinde, 2009’un ilk üç ayında 2008’in aynı dilimine göre hayli artmış. Anlayacağınız ceple yatıp ceple kalkmışız. Artış yüzdeleri Turkcell’de 45, Vodafone’da 13,7, Avea’da ise 8. Bir ayda Turkcell’li 107,1 dakika, Vodafone’lu 141 dakika, Avea’lı ise 188 dakika konuşmuş. Tabii bu sayılar ortalama. Günde yarım ya da bir saat konuşanlar var. Konuşma alışkanlığının yanı sıra teknolojiyi takipte de, kelimenin tam anlamıyla, ‘cep telefonu’ müptelasıyız. Ortalama cihaz yenileme süresi Avrupa’da 2 yıl iken, Türkiye’de 11 ay.

Her an ve her yerde ulaşılmayı sağlayan bu teknolojik ürün dünya genelinde büyük ilgi görüyor. Uluslararası araştırma şirketlerinden IDC’nin çalışması bunu doğruluyor. Geçen yılın ocak, şubat ve mart aylarında 290 milyon cep telefonu satılmış. Bu yılki satış global ekonomik krizin tesiriyle 244 milyona gerilemiş. Dünya Telekomünikasyon Birliği (ITU), bu yılbaşı cep abone sayısının 4 milyarı geçeceğini duyurmuştu. Mobil telefon daha ziyade gençler arasında revaçta. Türkiye’de Turkcell’in 36,4, Vodafone’un 15,5 ve Avea’nın 12,6 milyon abonesi var. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. Bu durum, cep telefonunun sağlığa zararında ülkemiz için yadsınamaz bir dezavantaj oluşturuyor.

TEHLİKEYİ KİM ÖRTÜYOR?

‘Elektromanyetik dalgaların insanda yol açtığı tahribatın açık bir dille ortaya konulmamasında teknoloji firmalarının baskıları ne derece etkin?’ sorusunun muhatapları, elbette ki hükûmetler. Birkaç dikkat çekici bilgiyle başlayalım. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), cep telefonları ve baz istasyonlarının yaydığı radyo dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanları, muhtemel kanserojen içeren 2-B grubuna dahil etti. İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu da, cep telefonunun bilhassa küçük çocuklarda tümör riski doğurduğunu bildirdi. Çok yeni ve geniş çaplı araştırma sonuçları gerçekten vahim. ABD’li ve Danimarkalı bilim adamları 1990’ların sonunda dünyaya merhaba diyen 13 bin 159 çocuğu inceliyor. Belirliyorlar ki; hamileyken günde 2-3 defa cep telefonu kullananlarda, davranış bozukluğu yaşayan çocuk ihtimali yüzde 54 yükseliyor. Risk, çocuk ceple 7 yaşından evvel tanışırsa yüzde 80’lere fırlıyor. Bu annelerin çocuklarının karşı karşıya bulunduğu diğer risk yüzdeleri; hiperaktivitede 35, duygusal ve psikolojik problem yaşamada 25, arkadaşlarıyla sıkıntılı iletişim kurmada 34 ve çevresiyle uyum bozukluğunda 49 çoğalıyor.

Cebin sağlığa verdiği zararda ana unsur cihazın kullanım süresi ve kullanırken vücuda yakınlığı. Cep telefonu üreticileri ve onları destekleyen araştırmacılar maalesef bu kriterleri önemsemiyor. Radyo frekans dalgaları ve elektromanyetik alan iki türlü. İlki iyonlaştırıcı, ikincisi iyonlaştırıcısız. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirurji Klinik Şefi Doç. Dr. İlhan Elmacı, cep telefonu kaynaklı dalga ve alanların iyonlaştırıcısızlığına sığınıldığının ve bu yüzden sağlığa zarar öngörülmediğinin altını çiziyor. Oysa gerçek sanıldığının tersine. Amerikan Ulusal Sağlık Örgütü’nün yayınlarını tarayan Doç. Dr. Elmacı, ‘mobil phone – brain’ (cep telefonu ve beyin) konulu 293 yayınla karşılaşıyor. 20’si 2009 tarihli. Yayınların çoğu, insan sağlığına maksimum değer atfeden Kuzey Avrupa ülkeleri ile Japonya’dan. “Bu alandaki araştırmalarda ciddi bir yoğunlaşma var.” diyen Doç. Elmacı, şu ana kadarki çalışmalarda varılan sonucu şöyle özetliyor: “10 yıl süreyle aynı el ve kulağını kullanarak cep telefonuyla konuşan kişide glial (beynin kendi hücrelerinden köken alan) beyin tümörü ve işitme siniri kökenli tümör oluşma ihtimali yüzde 30 artmaktadır.” Süredeki eşik 10 yıl, başka bir söyleyişle 2 bin saat. Zaten günde yarım saat cepten konuşan bir kişi yaklaşık 10 yılda saat limitini dolduruyor. GSM operatörlerinin ‘sınırsız konuş’ kampanyalarıyla olayın hangi boyutlara ulaştığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaba bir hesapla, günde 1 saatlik görüşme, tehlikenin kapıyı çalacağı yıl limitini 5’e indiriyor.

Çevreye dağılan radyasyon cep telefonu çaldığında ve aranan numaranın bağlandığı anlarda yoğunlaşıyor. Telefonun kulak mesafesindeki hayatiyet derecesi, konuşma süresindekini aratmıyor. Ha bir inç ( 1 inç 2,54 cm ), ha 8 inç dememek gerekiyor. Telefondaki çağrıyı onayladıktan ya da karşıya bağlandıktan bir iki saniye sonra kulağı cihaza yaklaştırmak da sağlık açısından göz ardı edilemez bir tedbir.

ÇOCUKLARI CEPTEN UZAK TUTUN

Doç. Dr. Elmacı’nın anlattığı bir ayrıntı, aynı zamanda biraz ürkütücü. Beynimiz yaratılıştan koruma altında. ‘Kan beyin bariyeri’ sayesinde her mikrop beyne geçemiyor. Bazı deney hayvanları üzerinde bu nüans irdelenmiş. Fareler bir hafta boyunca günde ikişer saat elektromanyetik alana bırakıldığında, koruyucu bariyerin bozulduğu; durumun, hayvanlarda baş ağrısı ve ateşlenme yaptığı belirlenmiş. Elmacı, araştırmaların, “cep telefonu sigaradan daha tehlikedir”, “çocuk elindeki cep telefonunu hemen bırak” netliği kazandığını söylüyor. Niçin çocuklar? Cevabı, Hayykitap’ın yayınladığı ‘Tehlikeli Oyuncak’ adlı eserin yazarlarından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker’den öğreniyoruz. Cep görüşmesinde radyasyonun yüzde 40-50’si kulak bölgesiyle kafatasını çevreliyor. Artanı geriye dönüyor. Ama çocukların kafatasları yetişkinlere nazaran bir hayli ince. Radyasyon çocuktaki beynin tümünü etkiliyor. Öte yandan gelişim çağındayken, vücuttaki her mekanizma etkilenmeye müsait. Şeker, “Fizikte rezonans denen bir olay vardır. Çocukların ölçüleri ile cep telefonu dalgaları birbirine çok yakındır. O nedenle çocuklar büyüklerden çok daha fazla enerjiye maruz kalırlar.” diyor. Medya çalışanları ve havaalanı radar görevlilerinin sık sık baş ağrısından yakınmalarının ardındaki gerçek de, elektromanyetik ortam imiş.

DOMATES BİLE BÜZÜLÜYOR

Şeker ilginç bir anekdot aktarıyor. Rusya’daki ABD elçiliğine Ruslar bilgi kotarmak gayesiyle epey bir müddet elektromanyetik şok uyguluyor. Amerikalılar olayı fark etmesine rağmen ‘zararsızdır’ düşüncesiyle aldırmıyor. 30 yılda dört elçiden üçü kanserden ölünce, elçilik Doğu Almanya’nın Bonn şehrine taşınıyor. Fransa’nın Clerment Ferrand Üniversitesi’ndeki cep telefonu deneyi de çok ilgi çekici. Le Parisien Gazetesi’nin manşetten duyurduğu deneyde, 10 dakika çalışan bir telefonun yanında duran domatesler yüksek oranda stres hormonu salgılıyor. 6 saat bittiğinde ezilip büzüşerek kendiliklerinden parçalanıyor.

Sakarya Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci’nin cep araştırmasında, ‘biyokimyasal reaksiyon’ ve ‘psikolojik bozukluk’ sonuçlarıyla karşılaşıldı. Cep başta konsantrasyonu ters yüz ediyordu. Sinirlilik, uyku düzensizliği, huysuzluk ve bitkinlik hâlleri sebebiyle yaşam kalitesi düşüyordu.

Dünyaca tanınan çok ödüllü beyin cerrahlarından Dr. Vini Gautam Krurana, cep telefonu hakkında yüzü aşkın araştırma ve incelemeye imza atmanın tecrübesiyle, kesinlikle bu cihazdan uzak durulmasını tavsiye ediyor. Önümüzdeki 10-15 yılda bu cihazdan dolayı ölen insan sayısında olağanüstü artışlar kaydedileceğini ileri süren uzman; cihazın sağlığı sigara, hatta asbestten dahi fazla zarara uğrattığını ifade ediyor. Krurana’ya göre, mutlaka bir gün cep telefonlarının üzerine de ‘sağlığa zararladır’ ibaresi yazılacak.

Aslında cep telefonu yakın tutulan her organı sağlıksızlaştırıyor. İşin açıkçası cebimizde baz istasyonu taşıyoruz. Genellikle kulak ve beyne yaklaştırıldığından bu organlarda gelişen zararlar öne çıkıyor. Dünyaca meşhur beyin cerrahımız Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in cep telefonu kullanmayı hiç tercih etmediği bilgisini dilediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Üstelik yakın çevresine telkin ediyor bunu. İnsanlık acaba sigaradaki acı sonucun bir benzerini cepte de görmek için onlarca yıl bekleyecek mi? Genç Türkiye, ‘genç kanserliler ülkesi’ne dönüşmeden uyanma vakti şimdi!

Cep telefonunun tespit edilen zararları

KISA VADELİ: Geçici işitme aksaklıkları, Gözlerde kararma, sulanma ve yanma, Kalp ritminde bozukluk, Kalp pilinin arızalanma riski, Yoğun stres ve yorgunluk hâli, Konsantrasyon ve dikkat dağılması, Baş ağrısı ve sersemleme, Unutkanlık, refleks zafiyeti, Kulakta çınlama ve ısınma, Görüş alanında daralma, Gözlerin çapaklanması.

UZUN VADELİ: Beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, Lenfoma (beyaz kan hücresi) kanseri, Cilt kanseri, Yüksek tansiyon, Görme bozukluğu, Kan hücrelerinin deformasyonu, Kan beyin bariyerinin zedelenmesi, Kalıcı işitme kayıpları, Kalp hastalıkları, Hafızada zayıflama, Embriyo gelişiminin zarara uğraması, Düşük ihtimalinde artış, Sperm sayısının azalması, Bağışıklık sisteminde arızalar.

Birkaç önemli ikaz

Kısa sürelerle konuşun. Gerekmedikçe konuşmayın. Sabit hatları tercih edin. Zararı tümden engelleyemese de kulaklıkla görüşün. Kısa bilgi iletimlerini mesajla gerçekleştirin. Geceleri cep telefonunu kapatın. Hamileyseniz, mecbur kalmadıkça kullanmayın. Cihazlardan mümkün olduğunca uzak durun. Acil vaziyetler haricinde çocukları cepten görüştürmeyin. Siz görüşürken yakınınızda çocuk bulundurmayın. Telefon çalar çalmaz ya da karşı tarafı arar aramaz cihazı kulağınıza dayamayın. Cep telefonu bilhassa kalp, beyin ve üreme organlarına yakın yerlerde taşınmamalı. Dar ve kapalı alanlarda görüşme yapmaktan kaçının. Örneğin asansör ve otomobil gibi mekânlarda cihaz çekmediği için iletilen radyasyon artacaktır. Cep telefonu bir oyun ya da müzik dinleme aracı değildir.

Kategoriler
Genel Gerekli Bilgiler Sağlık

40 Maddelik El Kitabı

SAĞLIK:
1. Çok su için.
2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.
3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4. 3 E ile yaşayın — Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji, heyecan ve duygu paylaşımı).
5. Meditasyon, yoga ve dua yapacak zaman yaratın.
6. Daha çok oyun oynayın.
7. 2009’da okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun .
8. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.
9. 7 saat uyuyun.
10. Hergün 10 – 30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.

KİŞİLİK:
11. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın.
Onların seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın.
Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.
13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.
14. Kendinizi çok da ciddiye almayın; kimse yapmıyor.
15. Kıymetli enerjini gevezelikle, dedikoduyla boşa harcama.
16. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
17. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan herşeye zaten sahipsiniz.
18. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın.
Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.
19. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
20. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.
21. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.
22. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın.
Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.
23. Daha fazla gülümseyin ve gülün.
24. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.

SOSYAL YAŞANTI:
25. Ailenizi sık arayın.
26. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.
27. Herkesi herşey için affedin.
28. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.
29. Hergün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye “GÜNAYDIN” deyin.
30. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez.
31. Hasta olduğun zaman işin sana bakmamalı. Arkadaşların bakmalı.
Onlarla temasta olun.

HAYAT:
32. Doğru şeyi yapın!
33. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan herşeyden uzak durun.
34. Tanrı herşeyi iyileştirir.
35. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.
36. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın.
37. En iyisine henüz sıra gelmedi.
38. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için tanrıya şükredin.
39. Maneviyatınız daima mutludur. Öyleyse mutlu olun.

SONUNCU ÖNEMLİ:
40. Lütfen bu dilekleri önemli saydığınız herkese iletin.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Elektromanyetik Alan Dikkat!

Öncelikle dizüstü bilgisayarları asla ve asla kucağınızda, dizinizin üstünde kullanmayın !!!

1. En çok manyetik alanı saç kurutma makinesi ve ütü yayar. Bu aletleri kullanırken acele edin, işinizi çabuk bitirin.

2. “Yatak odalarında televizyon, bilgisayar ya da cep telefonu bulunması tahmin edemeyeceğiniz kadar zararlıdır. Havayı iyonize eden elektromanyetik alan yüzünden çoğu zaman bir koku ile algıladığımız ancak gözle göremediğimiz elektrik yüklü parçalar havada asılı kalırlar. Saatlerce havalandırsanız bile tam olarak ortamdan süpürülmezler, her nefes aldığınızda ciğerlerinize bu parçaları çekiyorsunuz demektir.

3. Elinizin hemen altındaki klavye ve mouse ise her hareketinizde elektrik sinyalleri gönderir. Mutlaka kablolu mouse kullanınız. Aynı şekilde uzun süreli klavye ve mouse kullanımı maalesef bilekleri ve eli deforme etmektedir. “RSI (Repetitive Strain Injury)” denen sürekli aynı bedensel hareketlerin tekrarıyla oluşan eklem rahatsızlıkları ve “Carpal Tunnel Sendorumu (tekrar eden hareket sendromu )” ciddi sonuçları olan ve ameliyat gerektirebilen hasarlar verirler.

Lazer baskı yapan yazıcılar,çalışmaları sırasında ozon gazı üretirler. Uzmanlar kanser ve bağışıklık sistemi hastalıklarının, manyetik alanın zayıflattığı bünyelerde oluştuğunu söylüyorlar.

Mesela çoğumuzun kullandığı Bluetooth kablosuz bağlantısı için HP firmasının resmi kitapçığı “lütfen sağlığınız için bir metreden kısa mesafede Bluetooth kullanmayın” diyor.

Eğer bütçeniz yetiyorsa LCD dediğimiz ince ekranlardan alın. Bunun radyasyon seviyesi daha düşüktür.

Bilgisayar kasanızı bedeninizden uzak tutun. Kabloları mümkün olduğunca uzun tutarak çevrenizdeki boş alanı uzatın, Bilgisayar masanızı metal aksamdan değil, ahşap ve elektrik yükü tutmayacak şekilde oluşturun. Bilgisayarınızın bağlı olduğu prizi mutlaka topraklı yaptırın. Günde bir kaç saatten fazla keyif, oyun ve web gibi zorunlu olmayan aktiviteler için bilgisayar karşısında zaman harcamayın.

4.Son olarak, bilinen tüm elektronik cihazlarda elektromanyetik alanı yakalama becerileri yüzünden özellikle ametist kristalleri kullanmanızı ve bilgisayarınızın yakınına koymanızı önereceğim. Bu ametist kristalleri belli aralıklarla deniz suyuyla topraklandıklarında elektrik yükleri sıfırlanarak gereken koruma alanını sağlamaya devam ederler.”

VE EN ÖNEMLİ KONU: Eğer acil servis doktoru falan değilseniz, cep telefonunuz uyuyacağınız odada asla açık olarak kalmamalı. Gece siz uyurken Yatak Odanızdan en az 10 metre uzakta olmalıdır!!!!

Yapılan araştırmalara göre 20 dakika boyunca cep telefonu ile kesintisiz konuşanların, bir sağlık kuruluşunda beyin kontrolünden geçmesi gerekiyor. Nitekim telefon ile konuşurken sınırı aştığınızda hep başınız ağrır. Unutmayın ki , konuşurken de telefonun patlama gibi bir tehlikesi vardır.. Mutlaka KULAKLIK KULLANIN!!!!

Telsiz telefonlarda da benzer tehlikeler mevcut, ev telefonunuz telsizse değiştirin, kablolu alın.

5. Çamaşır ve bulaşık makineleri çalışırken yanında durmayın! ( mesela bulaşık makinesini çalıştırıp yanındaki masada keyif çayı içmeyin veya masa keyfi yapmayın ), çünkü çok manyetik alan yayarlar. Özellikle çamaşır makinesinin,çamaşırları döndürme aşamasında hemen uzaklaşın…

6. Son olarak; kullanmadığınız aletleri fişten çekin.Yapılan araştırmaya göre, “stand by” da yani bekleme modunda kalan aletler, gene elektrik tuketiyorlar. Ve ABD’de bekleme modunda tüketilen elektiriğe ” vampir elektirik” deniliyor. Bu da gösteriyor ki elektronik aletler fişten çekilmediği, en azından güç düğmesinden kapanmadığı sürece bizim için tehlike yaymaya devam ediyor…

Tüm bu aletlerin neden olduğu masraf ve küresel ısınma yetmiyormuş gibi, bizi de tüketiyorlar yavaş yavaş… : (

Doç.Dr. Ayşegül YILMAZ
İstanbul Kültür Üniversitesi

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık

Hayattan alınabilecek 45 ders

Plain Dealer, Cleveland, Ohio’lu 90 yaşındaki Regina Brett’in kaleminden:

1.Hayat haksızlıklarla dolu ama yine de güzel!!.

2.Şüphede kalma, ikinci bir adım daha at!

3.Hayat, nefrete harcayacak kadar uzun değil

4.Hastalandığında sana işin değil, ailen, arkadaşların bakacak. Onlarla ilişkini koparma!

5.Her ay kredi kartlarını ödemeyi unutma.

6.Her tartışmayı kazanacaksın diye bir şey yok! . Fikir farklılıklarını kabul et!!.

7.Ağlayacaksan, bir başkası ile birlikte ağla! Tek başına ağlamaktan evladır..

8.Tanrıya kızmanda bir mahzur yok! O bunu kaldırabilir! !.

9.İlk maaşından başlamak üzere, emekliliğine para ayır..

10.Söz konusu çukulataysa, direnmenin anlamı kalmıyor. .

11.Geçmişinle barış ki, bugününün içine etmesin!.

12.Çocukların seni ağlarken görsün! Bundan kaçınma..

13.Hayatını başkaları ile mukayese etme, ötekilerin neler çektiğini bilmiyorsun!

14.Bir ilişki gizli olacaksa, sen içinde olmamalısın!.

15.Göz kırpacak kadar bir zamanda her şey değişebilir. Ama merak etme, Tanrı asla göz kırpmaz!!

16.Derin bir nefes al, kafanı sakinleştirir.

17.Güzel ve yararlı olmayan, seni mutlu etmeyen her şeyi çöpe at!!

18.Her ne yaşıyorsan, seni öldürmediği müddetçe, güçlü kılar.

19.Mutlu bir çocukluk geçirmek için geç kalmış değilsin de, bu sadece ve sadece sana bağlı!!

20.Hayatta sevdiğin her ne ise, peşinden giderken asla “hayır” sözcüğünü cevap kabul etme.

21.Mumları yak, değerli yatak takımlarında uyu, kendine pahalı iç çamaşırları satın al…. Bunlar için özel fırsatlar bekleme, bugün zaten özeldir!!

22.Önce hazırlan, sonra da kendini akıntıya bırak.

23.Şimdiden egzantrik ol! Kırmızı giymek için yaşlanmayı bekleme.

24.En önemli seks organı beyindir..

25.Mutluluğun için senden başka sorumlu yoktur! .

26.Her yaşadığın felaketin ardından kendine şu soruyu sor: “Beş yıl sonra bunun benim için ne önemi olacak??”

27.Daima yaşamı seç.

28.Herkesi, her şeyi affet.

29.Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez! .

30.Zaman her imkana sahip.. Zaman tanı!

31.Durum ne kadar iyi veya kötü olursa olsun, değişecektir..

32.Kendini fazla ciddiye alma, kimse almıyor ki zaten!.

33.Mucizelere inan!!.

34.Tanrı, Tanrı olduğu için seni seviyor. Yoksa yaptıkların ya da yapmadıkların için değil!!

35.Hayatı denetlemeyi bırak!. Öne çık, kendi hayatını kendin yarat.

36.İki seçeneğin var “Erken ölmek” yada “yaşlanmak”..

37.Çocuklarınızın, yaşayacak başka çocukluk dönemi yok!.

38.Sonuçta gerçekten önemli olan sevmiş olmandır!!.

39.Her gün dışarı çık.. Mucizeler her yerde seni bekler!.

40.Dertlerimizi bir torbaya doldurup, milletinkilerle birarada görsek, bizimkileri geri toplardık..

41.Kıskançlık zaman kaybıdır. Zaten ihtiyacınız olan herşeye sahipsiniz!!

42.Herşeyin en iyisini daha yaşamadın!!.

43.Kendini nasıl hissedersen et, kalk, giyin ve dışarı çık!

44.Yol ver!

45.Hediye paketinde olmasa bile, hayat yine de bir hediyedir!!. “

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık

Yumurta Akı ile Yanık Tedavisi

Yanıklarda, yanan bölgeyi yavaşça ama bolca akan soğuk suyun altına tutmak yaklaşık 60 yıllık bir İngiliz tıbbî yöntemidir.

Hiçbir zaman bunu kullanmak gerekmeyeceği düşünülür, ama gerektiğinde. ..

Yumurta akı kullanılarak yanıklar basit ve etkin biçimde tedavi edilebilir. Bu yöntem itfaiyecilerin eğitimi sırasında ders olarak verilmiştir

Bir yanık meydana geldiğinde, kapsadığı alan ne olursa olsun ilk yardım, etkilenen alanı sıcaklık azalıncaya ve deri tabakalarını yakmayı bırakıncaya kadar soğuk suyun altına tutmak ve sonrasında bu bölgeye yumurta akı uygulamaktan oluşmaktadır.

Bir kimsenin elinin büyük bir kısmı kaynar su ile yandığında, duyduğu büyük acıya rağmen elini soğuk su musluğunun altına tutmuş ve sonrasında 2 yumurta kırmış, aklarını ayırmış ve çırpmış ve elini içine daldırmıştır.

Eli o denli yanmış durumdadır ki yumurta akı uygulanır uygulanmaz derisi kurumuş ve yumurta akı bir film tabakası oluşturmuştur.

Daha sonra bu kişi yumurta akının doğal bir kollajen (bir tür albüminoid) olduğunu öğrenmiş ve en az bir saat boyunca eline tabaka üzerine tabaka gelecek şekilde yumurta akı uygulamıştır. Öğleden sonra hiçbir acı duymaz olmuştur. Ertesi sabah yanık bölgesinde nerdeyse belirsiz bir kırmızımsı leke kalmıştır. Elinde sürekli ve feci görünüşlü bir yara izi kalacağını düşünürken 10 gün sonra geride hiçbir yanık izi kalmamış ve hatta deri eski normal rengine yeniden kavuşmuştur!

Yanan bölge yumurta akında mevcut ve aslında vitamin dolu bir plasenta (etene) olan kollajen sayesinde tamamen yenilenmiştir.

Kategoriler
Gerekli Bilgiler Sağlık

Bir Kanser Raporu ve Çok Önemli Uyarılar

Cancer Update from Johns Hopkins
Johns Hopkins universitesinden kanser raporu

This information is being circulated at Walter Reed Army Medical Center as well.
Bu döküman, Walter Reed Army Medical Center tarafından da dağıtılmaktadır.

No plastic containers in microwave.
Mikrodalga fırınlarına plastik tabak ve kutuları koymayınız.

No water bottles in freezer.
Plastik su şişelerini buzluğa koymayınız.

No plastic wrap in microwave.
Plastik tabak örtülerini (SARAN WRAP) mikrodalga fırınına koymayınız.

A dioxin chemical causes cancer, especially breast cancer.
Dioxin isimli kimyasal madde kansere neden olur, özellikle göğüs kanseri.

Dioxins are highly poisonous to the cells of our bodies. Don’t freeze your plastic bottles with water in them as this releases dioxins from the plastic..
Dioxin maddesi vücudumuzdaki hücreler için bir zehirdir. Plastik şişeleri içinde su varken dondurmayınız. BU durumda plastik içindeki Dioxin’i açığa çıkartmaktadır.

Recently, Edward Fujimoto, Wellness Program Manager at Castle Hospital , was on a TV program to explain this health hazard. He talked about dioxins and how bad they are for us.
Geçen günlerde. Edward Fujimoto, Wellness Program Manager ( Castle Hospital ) bir TV programında bu sağlık tehdidini açıkladı.. Dioxinlerin bizler için ne kadar tehlikeli olduğu gerçeğini anlattı.

He said that we should not be heating our food in the microwave using plastic containers.. .
Yiyeceklerimizi mikrodalga da plastik kutular içinde ısıtmamamızı istedi.

This especially applies to foods that contain fat.
Bu özellikle içinde yağ olan yiyecekler için daha önemlidir.

He said that the combination of fat, high heat, and plastics releases Dioxin into the food and ultimately into the cells of the body…
Yağ, yüksek sıcaklık ve plastiklerin bir araya geldiklerinde Dioxin açığa çıkarttıklarını ve bunun vücudumuzdaki hücrelere geçtigini açıkladı.

Instead, he recommends using glass, such as Corning Ware, Pyrex or ceramic containers for heating food… You get the same results, only without the dioxin .
Plastikler yerine Cam, Pyrex, CorningWare yada seramik’ten yapılmış kapların kullanılmasını tavsiye etti.

So such things as TV dinners, instant ramen and soups, etc., should be removed from the container and heated in something else. Paper isn’t bad but you don’t know what is in the paper. It’s just safer to use tempered glass, CorningWare, etc.
Microwave için hazır üretilmiş çabuk ısıtılabilen yiyecek paketlerini başka bir kaba aktararak ısıtınız. Kağıt çok kötü bir malzeme değil ama içinde ne olabileceğini hiç bir zaman bilemeyiz. Pyrex, ISIcam, CorningWare gibi kapları kullanmak çok daha güvenlidir.

He reminded us that a while ago some of the fast food restaurants moved away from the foam containers to paper. The dioxin problem is one of the reasons…
Bazı zincir (fast food) restoranları yakın geçmiste plastik kutulardan kağıda geçtiler. Bunun en büyük nedeni dioxin problemidir.

Also, he pointed out that plastic wrap, such as Saran, is just as dangerous when placed over foods to be cooked in the microwave.
Ayrıca, Saran wrap ismi altında satılan tabak ve kutuların üzerine örttüğümüz ince plastik film de mikro dalga fırınına girdiğinde diğer plastikler kadar tehlikelidir.

As the food is nuked, the high heat causes poisonous toxins to actually melt out of the plastic wrap and drip into the food. Cover food with a paper towel instead.
Mikrodalgada yiyecek ısınlanırken yüksek sıcaklıklar ince plastiği eritebilir ve erimiş plastik yiyeceğinize karışabilir. Mikrodalga kullanırken yiyecek kaplarınızı plastik yerine kağıt havlu ile örtünüz.

This is an article that should be sent
To anyone important in your life!
Bu yazıyı tüm tanıdıklarınız gönderiniz.

Bottled water in your car is very dangerous.
Arabanızda bulunduracağınız plastik su şişesindeki su çok tehlikelidir.

This is how Sheryl Crow got breast cancer. She was on the Ellen show and said this same exact thing. This has been identified as the most common cause of the high levels in breast cancer, especially in Australia .
Plastik su şişeleri Sheryl Crow’un göğüs kanseri olmasının en büyük nedenidir. Plastik şişeler özellikle Avustralya’ da yüksek sayıda görülen göğüs kanseri vakalarının en büyük nedenidir..

A friend whose mother was recently diagnosed with breast cancer and the Doctor told her: women should not drink bottled water that has been left in a car.
Annesi çok yakında göğüs kanseri teşhisi konulan bir arkadaşımıza doktor şunu söyledi. “Kadınlar arabalarda bırakılmış plastik su şişelerinden su içmemelidir”

The doctor said that the heat and the plastic of the bottle have certain chemicals that can lead t o breast cancer. So please be careful and do not drink bottled water that has been left in a car, and, pass this on to all the women in your life.
Doktor yüksek sıcaklık ve şişe plastiklerindeki belli kimyasallar göğüs kanserine neden olabilir. Lütfen dikkatli olun ve arabada bırakılmış plastik şişelerden su içmeyin. Lütfen bu bilgiyi etrafınızdaki bütün bayanlara iletiniz.

This information is the kind we need to know and be aware and just might save us!
Bu bilgi kesinlikle iyi bilmemiz gereken ve sakınmamız gereken bir tehlike ile ilgilidir. Bu bilgi yaşam kurtarabilir.

The heat causes toxins from the plastic to leak into the water and they have found these toxins in breast tissue. Use a stainless steel canteen or a glass bottle when you can!
Yüksek sıcaklık plastiğin içindeki toksinleri suya ve yiyeceklerimize geçiriyor ve doktorlar bu toxinleri kanserli hücrelerimizin etrafinda kolaylıkla gözleyebiliyorlar.

MÜMKÜNSE, PASLANMAZ ÇELİKTEN BİR TERMOS YA DA CAMDAN YAPILMIŞ ŞİŞELER, KAPLAR KULLANALIM !

LET EVERYONE WHO HAS A WIFE / GIRLFRIEND / DAUGHTER KNOW PLEASE.
LÜTFEN EŞİ, KIZ ARKADAŞI YA DA KIZI OLAN TÜM ARKADAŞLARIMIZA İLETELİM.

Dr. Cengiz Camcı

Professor of Aerospace Engineering

The Pennsylvania State University