Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Atatürk’ün Bursa Nutku

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların
gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve
devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en
büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır,
jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını
koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye
düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu
yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek,
yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla
birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve
suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını
istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak
gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de
benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Mustafa Kemal ATATÜRK.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Türk Gençliğine Bıraktığım Emanet

Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.

Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

Bu sonucu, ‘Türk gençliğine emanet ediyorum.

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Atatürk’ün Kararlılığı

“Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis–i Âli’de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum” (1920–Birinci Büyük Millet Meclisi’nin gizli celsesinde, Gazi Mustafa Kemal).

yüz yıllık yok etme hesapları

İngiltere Devletinin kurul başkanı Lord Curson “ yüzyıllık yok etme hesaplarının” gelecekte de süreceğini Lozan Atlaşmasının görüşmeleri sırasında İsmet Paşa’ya söylediği sözlerle gösterir: “Size istediklerinizin hepsini bağışladık. Fakat unutmayınız ki bir gün mali güçlükler sizi çaresizlik içinde koyunca, bütçenizi denkleştirmenin mümkün olmadığını görünce memurlarınızın maaşını veremeyecek duruma gelince yine bize gelecek, Paris’ten ve Londra’dan yardım isteyeceksiniz. İşte o zaman elde etmekle haklı olarak övündüğünüz hakların çoğunu elinizden geri alacağız”

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Mustafa Kemal ATATÜRK Şiirleri

Mustafa Kemal’im Ben

Ey miiletim
Ben Mustafa Kemal’im
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim.
Hala en hakiki mürşit değilse ilim.
Kurusun damağım,dilim
Özür dilerim
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Özgürlük hala
En yüce değer değilse eğer
Prangalı kalsın diyorsanız köleler
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Yoksa çağdaş mediniyetin anlamı
Ortaçağ’a taşımak istiyorsanız zamanı
Baş tacı edebiliyorsanız sanatın içine tüküren adamı
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Yetmediyse acısı şiddetin savaşın
Anlamı kalmadıysa yurtta sulh dünyada barışın
Eğer varsa ödülü silanmayla yarışın
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Özlediyseniz fesi, peçeyi
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi
şıhtan, şeyhten.dervişten
Şifa buluyorsanız
Muskadan üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek
kara çarşafa girsin diyorsanız
Yobazın gazabından ürekerek
diyorsanızki okumasın kadınımız kızımız
Budur bizim alın yazımız
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Fazla geldiyse size hürriyet, cumhuriyet
özlemini çekiyorsanız saltanatın, sultanın
hala önemi kalmadıysa millet olmanın
Kul olun, ümmet kalın
Fetvasını bekleyin şeyhülislamın…
Unutun tüm dediklerimi
RAHAT BIRAKIN BENİ…

Siz beni hala anlayamadınız

Siz beni hala anlayamadınız
Ve anlamayacaksınız çağlarca da
Hep tutturmuş “Yıl 1919 Mayısın 19u” diyorsunuz
Ve eskimiş sozlerle beni övüyor, övüyorsunuz
Mustafa Kemal’i anlamak bu değil.

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil
Bırakın o altın yaprağı artık
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa kemal’i anlamak yerinde saymak değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülleriyle yazdınız mı?
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Hala o acıklı ağıtlar dudaklarınızda
Hala oturmuş bana On Kasımlarda ağlıyorsunuz
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil!

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmişim size özgürlüğü
Görüyorum ki hala aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken
Hani koylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemal’i anlamak itişmek değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla
Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter yeter
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Dünya Ülkelerinin Atatürk Hakkındaki Görüşleri

AMERİKA

Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkilaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F. KENNEDY (A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963)

Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin D. ROOSEVELT (A.B.D. Başkanı, 10 Kasim 1963)

Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR

Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Franklin D. ROOSEVELT A.B.D. Başkanı, 1928

Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune

Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times

İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker(Gazeteci)

ALMANYA
O kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.

Prof. Walter L. WRIHT Jr.

Atatürk Türkiye’yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi

Almanya, ATATÜRK’ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin, Alman Ajansı

Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk’ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.

Profesör Herbert MELZIG(Tarihçi)

Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye’ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi

O, kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle, bir dahinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG

FRANSA
İnsanlığın bütün belirtileri Onda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi

Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti’nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk’ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesör)

Çok büyük bir adamdı…bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi

Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris

Atatürk’ün yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi

Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer (Yazar)

Bu günün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupa’yı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu aksam O büyük ulunun başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye’dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)

Asırları asan adam !..

Fransa, Paris Basını

Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN(Fransız Cumhurbaşkanı)

Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam, bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en şerefli isim Ona verilmiştir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)

Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüz yıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)

Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O’nun 1930’da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi

Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermiştir.

Paris-Le Temps

Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması’nın imzalanması nedeniyle; “Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla, Mustafa Kemallerle anlaştı” diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap: Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O’nun tüm askerleri burada olsalardı teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum. (1921)

Fransız Başbakanı BRIAND

Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan “Türklerin babası” Yeni Türkiye’yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkilap yaptı.

Paris-Soir’den

Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis

O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, Ona çok zaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER / Fransız Edibi

Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk’ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE

Kemal Atatürk’ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu.
Birdenbire durdu: Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir Şef’in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?

George BENNES / Vu Gazetesi-1938

Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye’nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitülasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar.

Raymond CARTIER / Le Nouvelliste Gazetesi

İNGİLTERE

Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri. Kendi başına bir klas oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekti.

The Fortnightly, Londra

Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet adamlarından birini kaybetti.

Spectator

Çağımızda hiçbir isim Atatürk’ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.

Observer

İngiltere önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır.

Sunday Times

O, benzeri olmayan bir devlet adamı idi. Diktatörlerin tahammül edemediği serbest bir nizamla, başaramadığı ve başaramayacağı işler yapmıştır. Tarihte böyle adamlar devirlerine kendi adlarını vermişlerdir.

Word Price

O, Türkiye’nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye’nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi.

Times Gazetesi

Savaş Türkiye’yi kurtaran, Savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O’nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye’nin Ata’sına değer bir görünümden başka bir şey değildir. (1938)

Winston CHURCHILL İngiltere Başbakanı

Atatürk, Türk Milleti’nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.

Daily Telegraph

Cumhuriyet Türkiye’sinin Devlet Başkanı Kemal Atatürk, diğer önderlerde görmeye alışmadığımız şu değerli nitelikleri kişiliğinde toplamış bulunuyor: alçak gönüllülük, yeterlik ve başarı.

The Truth Dergisi

O genç ve dahi Türk Şefi’nin o esnada Çanakkale de bulunması, müttefikler bakımından tarihin en acı darbelerinden biridir.

Alan Moorehead (Yazar)

Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bugünkü Avrupa’nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orijinalidir.

Herbert Sideabotham (Yazar)

Herhangi bir olayı derinliğiyle kavramak, çıkar yolu görüp birdenbire harekete geçmek iktidarı, O’nun eşsiz otoritesinin başlıca kaynaklarından biridir. (1923)

Grace Ellison (Gazeteci)

AFGANİSTAN
O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.

Emanullah HAN / Afgan Kralı

ARNAVUTLUK
Bu Türk Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye’nin yaratıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir.

Stipsi Gazetesi

AVUSTURYA
Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı.

Neue Freie Presse, Viyana

Atatürk öyle bir insandır ki, hayali değildir. İstediğini bilir, bildiğini yapar, yapamayacağı bir şeyi de istemez.
Avusturyalı Heykelci KRIPPEL

BELÇİKA
Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.

Kopenhag-Nasyonal Tidende

Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek
devlet adamı Atatürk’tür.

Libre Belgique gazetesi

BULGARİSTAN
Hiçbir memleket, yeni Türkiye’nin Ata’sı tarafından başarılan kadar güçlü, hızlı ve kökten bir yenilik hamlesine erişmemiştir.

Bulgar Dness Gazetesi

ÇİN
Mustafa Kemal yeni Türkiye’nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir toplumdan yepyeni, güçlü bir millet yaratmış, eşsiz kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle herkesi kendine inandırmıştır.

Ma Shao-Cheng (Yazar)

DANİMARKA
Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, O, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı.

National Tidence Gazetesi

FİNLANDİYA
Atatürk, olağanüstü nitelikte bir devlet adamı, savaş sonrası dünya tarihinin en önemli simalarından biri idi.

Hufvud Stadbladet Gazetesi

HİNDİSTAN
Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri.

Star of India

Atatürk, yalnız Türk Milleti’nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. O’nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.

Bayan Sucheta KRIPALANI Hint Parlamento Heyeti Başkanı

İRAN
Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır.

Tahran Gazetesi

Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir Şef’i olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı olmuştur.

Iran Gazetesi

İSRAİL
Dünya, çağımızın en dikkati çekici adamlarından birini kaybetti.

Palestine Post

Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkilapcı olmuştur.

Ben Gurion İsrail Başbakanı (1963)

İSVEÇ
O olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O’nun sayesinde Türkler, O’nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir.

Nya Dagligt Gazetesi

İSVİÇRE
Türkiye’yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam’ını başımı en derin hürmetle eğerek selamlarım.

Profesör MORRF

Yalnız bir asker değil, aynı zamanda yüzyılımızın bir daha göremeyeceği bir dahi idi.

Profesör SEKRETAN

İTALYA
Hayatının sonuna kadar milleti’nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.

C.C.SFORZA

Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz sezişi ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri değil, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.

F.Perrone Di San Martino (Yazar)

Atatürk’ün ölümü ile Yakın Doğu’nun gelişmesine birinci derecede etken olan son derece kuvvetli bir şahsiyet kaybolmuştur.

Tribuna Gazetesi

JAPONYA

Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet adamı olarak daha büyük.

Japon Times

Yüzyıldan beri Küçük Asya’nın çıkardığı en büyük lider.

The Japon Chronicle

LÜBNAN
Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milleti’nin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı.

KERAMA / Lübnan Başbakanı, (10 Kasim 1963)

Kelimenin tam anlamıyle bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk, dünya haritasında memleketine yepyeni bir sınır çizmiştir.

Loryan Gazetesi (1938)

Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir.

Ennehar Gazetesi (1938)

Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.

An Nahar

MACARİSTAN
Yüzyılımızda, “olmayacak hiçbir şey yoktur” şeklindeki tarihi gerçeği ıspatlayan ilk adam olmuştur.

Esti Ujsag.Macar.

Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile yoksul düşmüştür.

Pester lioyd Gazetesi

Türkiye’yi bir arı kovanına ve bütün Türkleri de bal aramağa çıkmış çalışkan arı’lara benzetiyorum. Nasıl arı’lar beylerinin etrafında toplanıp çalışırlarsa bütün Türk Milleti bu gün büyük dahi Mustafa Kemal etrafında toplanmışlardır.

Prof. M. Zaajti Franes

MISIR
Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri.

Egyptian Gazete

NORVEÇ
Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.

Le Morgen Bladet Gazetesi

PAKİSTAN
Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan’da, Onu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever.

Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı

Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O’nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.

İkbal (Şair)

POLANYA
O’nun yaratıcı ruhunun ve ateşli yurtseverliğinin harekete geçmemiş olduğu hiçbir alan yoktur.

Gazeta Polska

ROMANYA
Atatürk, tarihte teşkilatcı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.

Independance Romaine Gazetesi (12 Kasım 1938)

Bir milleti, uçurumun kenarından sarsılmaz azmiyle kurtaran, kuvvetlendiren, yükselten yöneticiler arasında Atatürk, en birincisidir.

Timpul Gazetesi (12 Kasım 1938)

RUSYA
Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi herkesin sevgi ve saygısını çeken büyük Türk Milleti’nin milli bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni milli yapısını yaratmıştır.

Sovyet Başbakanı Kalinin

SURİYE
Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak devlet gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimesinin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi…

Elifba Gazetesi

Atatürk’ün başardığı işler mucize ve harika kabilindedir. Birkaç yıl içinde memleketinde yaptığı inkilaplar, birkaç yüzyılda gerçekleştirilmeyecek işlerdir.

El Tekaddum Gazetesi

YUGOSLAVYA
Atatürk’ün dehası, tarihte Türk Milleti’nin taşıdığı ruhun faziletine en yüksek örneklerinden birini teşkil edecektir.

Branko Aczemovic (Elçi)

Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının ismini hak edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekası ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye’nin yaratıcısı olmuştur.

Politika Gazetesi

YUNANİSTAN
Türkiye, dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama, malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.

Katimerini

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Konularına Göre Atatürk’ten Sözler

AHLAK

-Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.

-Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.

-Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.

-Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.

-Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.

-Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.

-Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

BAĞIMSIZLIK

-Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

-Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

-İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

-Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

-Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

-Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

-Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.

-Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.

-Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.

-Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.

-Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.

-Ya istiklal, ya ölüm.

BİLİM

-Bilim, gerçeği bilmektir.

-Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.

-Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.

BİRLİK – BERABERLİK

-Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.

-Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.

-Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur.

-Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.

CUMHURİYET

-Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.

-Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.

-Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.

-Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.

-Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.

-Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.

-Cumhuriyet fazilettir.

ÇALIŞMAK

-Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.

-Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir.

-Türk, öğün, çalış, güven.

DEĞİŞİM

-Türk milletinin istidadı ve kesin kararı, medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.

-Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.

-İnkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır.

-Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir.

-Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

DİL

-Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

-Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.

-Türk dili, dillerin en zenginlerindendir.

EĞİTİM

-Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

-Bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla kaimdir.

-Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.

EKONOMİ

-Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz. •

-Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.

-Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.

FİKİR

-Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez.

GENÇLİK

-Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

-Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.

KADIN

-Kadınlarımızın genel görev ve çalışmalarda paylarına düşen işlerden başka, en önemli, en hayırlı, en faziletli bir ödevleri de “iyi anne” olmalarıdır.

-Ey kahraman Türk kadını, Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

-Dünyada her şey kadının eseridir.

-Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.

-Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur.

-Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir.

KÜLTÜR VE MEDENİYET

-Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür.

-Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin-, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür.

-Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesidir.

-Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir.

MEDENİYET

-Medeniyet öyle bir ışıktır ki, ona kayıtsız olanları yakar, mahveder.

-Medeni olmayan milletler, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur.

MİLLET-HALK-MİLLİYETÇİLİK

-Büyük ve tarihi olayları ancak büyük milletler yaşayabilir.

-Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır.

-Felaketler insanları, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sev keder.

-Bir millete hizmet eden onun efendisi olur.

-Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

-Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.

-Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır.

-Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur. Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek metodlarla donanmış vatandaşlar lazımdır.

-Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur.

-Halkın sesi, Hak’ın sesidir.

MÜZİK-TÜRK MÜZİĞİ- SANAT

-Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.

-Müzik, ince duygulan, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu sayede, Türk milli musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.

SANAT

-Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

-Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin.tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.

-Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.

-Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.

-Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz.

-Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.

SPOR

-Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim. Spor, ahlaktır.

-Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır.

-Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir.

-Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim.

TARİH

-Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez.

TUTSAKLIK – ESARET

-Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

VATAN

-Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık, yüksek uygarlık, hür düşünce ve hür yaşayış istiyor.

-Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır.

-Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Atatürk Ve Türk İstiklâl Marşı

İstiklal Marşı 1 Mart / 1921’de Meclisde müzâkkere edilip, zamanın maarif vekili Hamdullah Suphi bey tarafından meclis kürsüsünden tekrar tekrar okunmuş ve ayakta alkışlarla kabul edilmişti.
Marşın bestelenmesi için, Ankara’da bir komisyon kurulmuş, bestelenecek mısraları seçilerek ilân edilmişti.
Komisyonun çalışmalarını yakından takip eden ATATÜRK, bu seçimi uygun bulmamıştı. İstiklâl Marşının uzun olmasında mutabakatını söyleyerek okunduğu ve çalındığı zaman, herkesin uzun uzun ayakta tutulmamasının elbette doğru olmadığı, ancak Marşın İstiklâl davamızı anlatışı cihetinden, büyük mânası olan, bilhassa şu mısralarının marşdan çıkarılmasının doğru olmadığını söylemiştir.
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl
ATATÜRK:
– Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim vecizeler, işte bunlardır, demiştir.
Cumhuriyetin 15. yıl şenlikleri yapılırken, takatsiz yattığı Dolmabahçe Sarayı’nın önüne gelen bir vapur dolusu gençlik, İstiklâl Marşını söylüyordu. ATATÜRK, büyük bir içtenlikle dinlemiş ve hazin hazin gülümseyerek:
– Beni çağırıyorlar, seviniyorlar, sevinecekler tabii, sevinmek de haklıdırlar, onbeş yıl Cumhuriyet… Bu sevinilecek neticedir, demiştir.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Atatürk’ün Kurduğu Kurum ve Kuruluşlar

ANADOLU AJANSI
Türkiye Cumhuriyeti’nin yarı resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı, 6 Nisan 1920’de, Milli Mücadele davasını yurda ve dünyaya duyurup yaymak amacıyla, Atatürk tarafından Ankara’da kuruldu. Başlangıçta bir tek teksir makinesiyle çalışan Anadolu Ajansı, Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük yararlılıklar gösterdi. Anadolu Ajansı, 1 Mart 1925’te Devletin %40 hissedarı olduğu bir anonim ortaklık haline getirildi.

ANKARA HUKUK FAKÜLTESİ
Ankara Hukuk Fakültesi 5 Aralık 1925 tarihinde Ankara Adliye Hukuk Mektebi adıyla kuruldu. Ankara’da bir hukuk mektebinin açılması için ilk teşebbüs 1921 yılında yapıldı. Bu tarihte Kastamonu milletvekili Abdulkadir Kemal Bey Meclise 3 maddelik bir teklif vererek Ankara’da bir hukuk mektebi açılmasını önerdi. Gazi Mustafa Kemal’de 1922 yılında meclisi açış konuşmasında Ankara’da bir hukuk mektebinin açılması gereğini belitti. 1925’te Hukuk Mektebi açıldı ve 301 öğrenci kayıt yaptırdı. Okula uygun bir bina bulunamadığı için açılış Büyük Millet Meclisinin toplantı salonunda yapıldı. Fakültenin açılış konuşmasını Gazi Mustafa Kemal yaptı ve ilk dersi Ahmet Bey (Ağaoğlu) verdi. Hukuk mektebi 1927 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara Hukuk Fakültesi ismini aldı.

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ

Atatürk, Ankara’nın 7 km batısındaki çorak topraklarda örnek bir çiftlik kurmayı düşünmüş, Türk çiftçisine, toprak ve tabiat şartları uygun olmasa dahi, bilgiyle ve kararlılıkla çalışıldığı takdirde başarı sağlanabileceğini göstermek istemişti. Bunun üzerine 29 Ocak 1925’te Gazi Çiftliği’ni kurmak amacıyla bir miktar arazi satın aldı.
5 Mayıs 1925’te kurduğu Orman Çiftliği’nde, çiftliğin her türlü faaliyetiyle uğraşan, bütün masraflarını kendisi karşılayan Atatürk burada Atatürk Köşkü’nü yaptırmıştır. Atatürk 11 Mayıs 1937’de çiftliklerini, içerisindeki köşklerle birlikte milletine armağan etmiştir.

ÇOCUK ESİRGEME KURUMU
Çocuk Esirgeme Kurumu, eski adıyla Himaye-i Eftal Cemiyeti Atatürk’ün öncülüğünde kuruldu. Önceleri Kurtuluş Savaşına katılanların çocuklarını esirgeme ve eğitmeyi amaç edindi. Sonraları muhtaç çocuklara yiyecek, giyecek ve okul malzemesi yardımı yapmak, kimsesiz çocukların yönetimini üzerine almak, doğumevleri ve çocuk yuvaları, çocuklar için hastane, prevantoryum, sanatoryum, dinlenme kampları kurmak, doğum ve çocuk sağlığı konularında annelere öğüt vermek gibi görevler yüklendi.

DEMİRYOLLARI VE LİMANLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Demiryollarının yapımı ve işletmesi için kurulan ve Nafıa Vekaleti’ne bağlı olarak çalışan müdürlükler 1927’de birleştirilerek Devlet Demiryolları ve Limanları İdare-i Umumiyesi olarak kuruldu. Bu kuruluşun adı, 1929’da Devlet Demiryolları ve Limanları Umum Müdürlüğü, 1931’de ise Devlet Demiryolları Umum Müdürlüğü olarak değiştirildi. Bugünkü adını aldığı 1953’e değin katma bütçeli devlet kuruluşu iken, o yıl İktisadi Devlet Teşekkülüne dönüştürüldü. 1984’te ise Kamu İktisadi Kuruluşu konumuna getirildi.

ELEKTRİK İŞLERİ ETÜT İDARESİ
Türkiye’yi elektriğe kavuşturma planını ve bu plan içinde yer alan kuruluşların ön projelerini hazırlamak üzere düzenlenen kanunla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Kamu İktisadi Teşebbüs’ü niteliğinde bir kurum olarak 24 Haziran 1935’te kuruldu

ETİBANK
Türkiye’de maden, enerji ve bankacılık alanlarında faaliyet gösteren İktisadi Devlet Teşekkülü olarak 2 Haziran 1935 tarih ve 2805 sayılı kanunla kuruldu. 1963’te Etibank’ın Kuzeybatı ve Batı Anadolu elektrik sistemlerine Balıkesir-Bursa enerji nakil hattı bağlandı. Etibank’ın kuruluş kanununun 10. maddesi bankacılık faaliyetlerini yalnız kendi bünyesindeki müesseseler için öngörüyordu. 1955’te 6590 sayılı kanun bu maddeyi kaldırdı. Önce büro, sonra şube niteliğindeki bir nüve, daha sonra, bir bankacılık dairesi kuruldu.1956’da ilk şubeler Pangaltı (İstanbul) ve İskenderun’da açıldı.

HALKEVLERİ

Halkın eğitimine ve kültürel gelişmesine yardımcı olmak üzere 19 Şubat 1932’de kuruldu. Ankara’da yapılan açılış töreninde Atatürk teşebbüsün amacını şöyle açıkladı:”Gençlik, gelişen ve yetiştiren bir çalışmanın içinde yaşatılmalıdır. Millet, şuurlu, birbirini anlayan, birbirini seven, ideale bağlı bir halk kitlesi halinde teşkilatlandırılmalıdır. En kuvvetli ders vasıtalarına yetişkin muallim olduklarına malik olmak kafi değildir. Halkı yetiştirmek, halkı bir kitle haline getirmek için ayrıca bir milli halk mesaisinin tanzimini ihmal etmemeliyiz” Halkevlerinin açılması hakkındaki karar C.H.P. genel yönetim kurulunca alındı. Açılacak müesseselerin yönetim ve denetim görevleri partinin il idare kurullarına verildi. 1951 yılında kuruluşa tüzel kişilik kazandırmak ve bunun o tarihte muhalefete geçmiş olan C.H.P. ile ilişkisini kesmek amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bir tasarı, tartışmalar sırasında mahiyet değiştirdi ve halkevlerinin kapatılmasını, her türlü menkul ve gayrimenkul varlıkların hazineye intikal ettirilmesini öngören 5830 sayılı kanun kabul edilerek gereği yerine getirildi.

İŞ BANKASI
Atatürk tarafından, 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. Kuruluşunun ilk yıllarındaki iktisadi şartlara uygun olarak, daha çok kalkınma ve yatırım, bankacılık yönü ağır bastı. Türkiye İş Bankası, kuruluş gayesine de uygun olarak ülkenin iktisadi kalkınması ve sanayileşmesinde önemli rol oynadı; bu amaçla çeşitli yatırımlar yaptı. Ülkede tasarrufu teşvik amacıyla, ikramiye ve kumbara sistemini ilk defa uygulayan; seyahat çeklerini ülkeye ilk getiren banka da Türkiye İş Bankası oldu. Sigortacılık alanında öncülük yaptı ve Anadolu Türk Sigorta şirketi ile Destek Reasüran Anonim şirketini kurdu.

MADEN TETKİK ARAMA ENSTİTÜSÜ (MTA)
Yeraltı zenginliklerimizi arayıp çıkarmak, bunlardan işletilmekte olanları daha verimli duruma getirmek, bu alanda inceleme ve araştırma yapmak, faaliyet konusuyla ilgili elemanları yetiştirmek üzere 1935 yılında kuruldu. Bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak, çalışmalarına devam etmektedir.

MERKEZ BANKASI
Cumhuriyet’in ilk yıllarında siyasal yönetimin ana düşüncesi, bir merkez bankası oluşturmaktan çok, ulusal ticaret bankaları yaratmaktı. Bunun için 1924’te, önce Türkiye İş Bankası oluşturuldu. 1925’te süresi dolacak Osmanlı Bankası’nın imtiyazı 1935’e değin uzatılmakla birlikte, yeni anlaşmada hükümetin banknot çıkaracak bir merkez bankası kurabilmesi için kapı açık bırakıldı. Türk parasının değerindeki düşüşlere karşı duyarlı olan Cumhuriyet yöneticileri 1926’da bir merkez bankası kurulması hazırlıklarını başlattı. Merkez Bankasının yolunu açmak için Türk parasının kıymetini koruma hakkında kanun çıkarıldı. Haziran 1930’da kabul edilen bir yasayla Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Ekim 1931’de 15 Milyon sermaye ile karma bir anonim şirket olarak kuruldu. Ocak 1932’de çalışmaya başladı.

MERKEZ HIFZISIHA ENSTİTÜSÜ
Türkiye’de koruyucu hekimliğin gerektirdiği tahlil, kontrol, üretim ve araştırma görevlerini yürütmek üzere, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı olarak 27 Haziran 1928 yılında kuruldu. 1267 sayılı kanuna göre “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzısıhha Müessesesi” adıyla çalışmaya başladı.

SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM BAKANLIĞI
Koruyucu ve tedavi edici hekimlik hizmetlerini düzenlemek, sosyal yardım çalışmalarını yürütmek, serbest hekimlik ve eczacılık faaliyetini denetlemek amacıyla kurulan Sıhhat ve İctimai Muavenet Vekaleti adı altında 1920’de kuruldu. 1945’te Anayasa terimlerinin Türkçeleştirme sırasında, adı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı olarak değiştirildi.

SANAYİ ve MAADİN BANKASI
Cumhuriyetin, ilk yıllarında benimsenen liberal ekonomi politikası doğrultusunda, 1925-1932 yılları arasında etkinlikte bulunan devlet bankası olan Sanayi ve Maadin Bankası’nın kuruluşunu düzenleyen 633 sayılı yasaya göre bankanın görevleri; kendisine devredilen devlet fabrikalarını, özel sektöre devredilinceye değin işletmek, özel sektörle ortaklıklar kurmak, tek başına ya da ortaklıkları aracılığıyla, maden ayrıcalığı almak ve bunları özel sektörle ortaklık yoluyla işletme ki sanayi ve madencilik alanlarında etkinlikte bulunan özel girişimcilere kredi açmak ve bankacılık işlemleri yapmaktı.

SÜMERBANK
Sümerbank, tüzel kişiligi ve özel kanununda belirtilen sinirlar içinde muhtariyeti olan, sorumlulugu sermayesiyle sinirli; sermayesinin tamami devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere, özel hukuka tabi şekilde Sanayi Bakanligina bagli, Iktisadi Devlet Teşekkülü olarak 1933 yilinda kuruldu. O dönem verimlilik ve karlilik ilkelerini göz önünde tutarak, imalat sanayii kurdu, işletmecilik, sinai mamullerini pazarlama, bankacilik işleriyle meşgul oldu.

TÜRK TARİH KURUMU
Türk tarihini bilimin en yeni verilerine dayanarak yeniden incelemek ve Türkiye’nin dünya medeniyetine olan katkısını meydana çıkarmak amacıyla, Nisan 1931’de Atatürk’ün teşvikiyle Ankara’da Türk ocakları Merkez heyetine bağlı olarak kuruldu. Kurum tüzüğünün amaç maddesi şöyledir “Kurumun amacı Türk Tarihi ile Türkiye Tarihi’ni ve bunlarla ilgili konuları inceleme ve elde edilen sonuçları her türlü yolla yaymaktır”. Kurum belli başlı dünya bilim kurumlarına üyedir ve 220’den fazla akademi, üniversite ve bilim kuruluşuyla kitap ve dergi değişimi yapar. Atatürk, Türk Tarih Kurumunun daha çok bir akademi niteliği taşımasını, üye sayısının sınırlı tutulmasını istemiştir. Kurum 16 üye ile kuruldu. Daha sonra üye sayısı 41 ile sınırlandırıldı. Kurum üyeleri Eskiçağ, Ortaçağ ve Yeniçağ adları altında üç uzmanlık koluna ayrılarak çalışmaktadır.

TÜRK DİL KURUMU
Türkçe’nin incelenmesi, özleştirilmesi, geliştirilmesi için çalişan kurum, Atatürk’ün teşviki ve himayesiyle Semih Rifat, Ruşen Eşref (Ünaydin), Celal Sahir (Erozan), Yakup Kadri (Karaosmanoglu) tarafindan 12 Temmuz 1932’de kuruldu.
26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dil Kurultayı, kurumun çalışma programı olarak şu maddeleri tespit etti: 1.Türk dilinin başka dil aileleriyle karşılaştırılması, 2.Türk dilinin tarihi ve karşılaştırmalı gramerlerinin yazılması, 3.Anadolu ve Rumeli ağızlarından kelimelerin derlenmesi, Osmanlıca kelimelere Türkçe karşılıklar bulunması, 4.Türkçe bir sözlük hazırlanması, 5.Kurumun organı olarak bir derginin yayımlanması, 6.Türk dili üstüne yazılmış yerli ve yabancı eserlerin toplanması ve gerekenlerin çevrilmesi, 7.Terimlerin Türkçeleştirilmesi.

ZİRAAT OKULLARI ve YÜKSEK ZİRAAT ENSTİTÜSÜ
Zirai alanda çalışmak üzere, teknisyen seviyesinde eleman yetiştirmek çeşitli bölgelerin zirai yapılarını ve özellikleri hakkında incelemeler yapmak amacıyla, Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak kurulmuş meslek okulları.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Vatan Sevgisi ve Ahde Vefa

ATATÜRK’ÜN YAVERİNDEN BİR ANI !….

Gazi, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı.
Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.

– Merhaba nine.
Kadın Ata’nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
– Merhaba dedi.

– Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Kadın şöyle bir duralayıp;
– Neden sordun ki, dedi. Buraların saabisi misin? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.

– Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin
malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden
gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını salladı.
– Tabii söyleyeceğim, ben Sincan’ın köylerindenim bey, otun güç bittiği,
atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden birindeyim. Bizim muhtar bana
bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara’ya geldim.

– Muhtar niçin Ankara’ya gönderdi seni?
– Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da… Benim iki oğlum gâvur
harbinde şehit düştü. Memleketi gâvurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden
ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün
demeyip mihtara anlatinca, o da bana bilet aliverip saldi Angaraya,
giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte agsamdan belli böyle kendimi ordan
oraya vurup duruyom bey.

– Senin Gazi Paşa’dan başka bir isteğin var mı?
Kadının birden yüzü sertleşti.
– Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki.. O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden gurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi
istediğimiz gibi yaşiyoz. Sunun bunun gâvur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver.
Atatürk’ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek;

– Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanimizdir… Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu.
Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Pasa yani Atatürk işte karsında duruyor.Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp Atatürk’ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk’e uzattı;
– Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm. Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi.

Sonra birlikte köşke kad ar gittik. Oradakilere şu emri verdi;

-‘Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.’

Bu yazıyı okurken duygulanan veya ağlayanlar varsa, hala umut var demektir.

Kategoriler
Atatürk Gerekli Bilgiler

Atatürk’ e Bir Köylünün Cevabı

Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur. Biz bu savaşlardan başkaldırıp ne memleketi imar edebilmişiz, ne de kendimiz refaha kavusmuşuzdur. Bunun sebebi, bizim suyumuzda olduğu kadar düsmanlarimizdadir da. Çünkü başta moskoflar olmak üzere düşmanlarımız hep söyle düşünürlerdi:
– Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler
Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, Balkan milletlerini istiklal diye kışkırtırlardı.
Biz böyle durmadan savaşırken de o zamanlar askere alınmayan gayri müslimler durmadan zenginleşirlerdi.
Onların neden zengin, bizim neden fakir kaldığımızı bir köylü, Atatürk’e verdiği kısa bir cevap ile gayet veciz olarak izah etmiştir.
Atatürk, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş:
– bu köşk kimin?
– kirkor’un…
– ya şu koca bina?
– yargo’nun
– ya şu?
– salomon’un…
Atatürk biraz sinirlenerek sormuş:
– onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz?
Toplananların arkalarından bir köylü:
– biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna boylarında, Balkanlarda Arnavutluk dağlarında, Kafkaslarda, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam
Atatürk bu hatırasını naklederken:
– hayatımda cevap veremediğim yegane insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu.