Kategoriler
Apple Linux Programlar Şarkı Sözleri Windows

Türkçe Müzik Repartuar Arşivi Müzik Defteri Programı

İçerisinde yüzlerce Türkçe Müzik şarkı sözleri bulunan büyük bir arşiv. Ayrıca Müzik defteri isimli 16 bit program. Microsoft un yeni eklediği güncelleme ile artık 64 bit windows kullanıcılarıda programı çalıştırabilecek. Uyumluluk surunu çıkarmaması için kurulum yaparken uyumluluk ayarı yapmanız gerekir. Fakat programı kurmadan da içerisindeki şarkı sözlerine erişebilir ve kullanabilirsiniz.

Bütün bilgisayarlarda sorunsuz çalışabilmesi için sözlerin neredeyse tamamı txt uzantısı ile düzenlenmiştir. Metin editörü bulunan bütün bilgisayar ve işletim sistemlerinde kullanılabilir. Android ve mac tabanlı tabletler dahil.

İNDİR

Kategoriler
Apple Gem Gerekli Bilgiler Klavyeler Linux Teknoloji Windows

wk 8 Bilgisayar Bağlantısı Hdd Ayarları

Wk serisinde block yüklemek biraz sorunlu. Eğer 8 MB dan büyük raminiz varsa hard diski wk nın üzerinden sökerek bilgisayara bağlamalı ve bağlantının ardından setinizi yüklemelisiniz. HDD nin bilgisayara bağlanmabilmesi için ise bir aparat cihaza ihtiyacınız olacak.

Aldığın cihazın 2 adet usb bağlantısı var ise ikisinide usb bağlantı noktalarına bağlamalısınız. Biri veri transferi diğeri enerji içindir. Eğer bağlantı doğru ise yinede cihazı bilgisayarımda göremiyorsanız !

 

1. Kullandığınız işletim sisteminde sorun olabilir. Büyük ihtimalle orjinal windows kullanmıyorsunuz. Yamalı xp ler özellikle perfect xp yada tnc xp bu hataları verir.

 

2. Eğer orjinal işletim sistemi kullanıyorsanız mutlaka chipset sürücünüzü kontrol etmelisiniz. Güncelleştirmesi çıkmış olabilir yada kurmamış olabilirsiniz.

 

3. Aldığınız cihaz arızalı olabilir.

 

4. Hdd yi cihaza doğru bağladığınızdan emin olun.

 

5. Cihazı başka bir bilgisayarda deneyin.

 

6. Hdd de virüs olabilir yada bilgisayara bağlayınca virüs kapmış olabilir.

Kategoriler
Bilişim Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Çok Faydalı 4 Konu

ULUSLARARASI ACİL NUMARA: 112 Eğer telefonunuz kapsama alanı dışındaysa ve acil bir durum var ise, 112’yi çevirin. Var olan herhangi bir network bulunup, yardım İsteyebilirsiniz. Daha enteresanı, tuş takımınız kilitli olsa dahi, 112 Çevrilebilir.

EĞER UZAKTAN KUMANDALI ARAÇ ANAHTARINIZI ARACINIZDA KİLİTLİ UNUTURSANIZ: Aracınızın yedek anahtarı başka birinde varsa, aradaki mesafe ne olursa Olsun, o kişiyi cep telefonunuzla arayın. Aracınızın kapısına 25- 30 cm Uzakta cep telefonunuzu tutun, karsı taraf da yedek anahtarın açma Düğmesine(cep telefonuna yakin bir mesafede tutarak) basın. Kapınız Açılacaktır ve Bagaj için de geçerlidir.

GİZLİ PİL GÜCÜ: NOKIA Eğer cep telefonunuzun pil seviyesi çok düşükse ve acil bir telefon Bekliyorsanız; Nokialar, rezerve pile sahiptir. *3370# tuşlarına Basarak, telefonunuzu, rezerv pille çalışır hale getirebilirsiniz. Cihazınız pil seviyesinde %50 artış gösterecek ve telefonunuzu şarj Ettiğinizde, rezerv piliniz de tekrar dolacaktır.

HASTANELER ACİL NUMARA: 444 0 911 Türkiye’deki tüm hastaneler ayni numarada birleşti. Acil durumlarda 444 0 911 numaralı telefon hattını arayan vatandaşlar, en yakin hastaneye en Hızlı şekilde ulaşabilecek, ilgili hastaneden ambulans anında yola Çıkacak. Cep telefonundan aranma durumunda ise oturulan şehrin alan kodu İle birlikte 444 0 911 numaralı hat aranacak. Örneğin cep telefonundan (0212) 444 0 911 numarayı arayan vatandaş, İstanbul’da, kendisinin Bulunduğu noktaya en yakin hastaneye en hızlı şekilde ulaşabilecek. Sabit Telefonla aramada ise herhangi bir kod çevirmeden direkt 444 0 911 Aranacak. Bu telefon arandığında kişiye en yakın hastaneden ambulans Olay yerine gönderilecek.

Kategoriler
Bilişim Genel Teknoloji

IQ Testi (Gerçek)

Arkadaşlarınız zekanız ile dalgamı geçiyor? Yada merak ediyorsunuz acaba bu IQ dedikleri nedir diye? Yada kendinizi sınamak istiyorsunuz! Buyrun size IQ testi için mükemmel bir program. İndirip kurun zekanızı ölçün.

iqtest www.klavyeci.com

Kategoriler
Apple Bilişim Gerekli Bilgiler İnternet Linux Sağlık Teknoloji Windows

3G den uzak durun

Bu ateşi elinize almadan düşünün!

İsveç’te, 3G’de bulunan 3 UMTS sistemini test etmişler.

İnsan vücudu üzerinde çok önemli zararları olduğunu görmüşler.

Bu ateşi elinize almayın, geleceğinizi yakmayın! Prof. Dr. Selim Şeker anlatıyor.

3G geldi! Reklâmlar aracılığı ile ortada bir bayram havası var… Reklâm sloganı “merak etmiyor musun” diyor. Biz merak ediyoruz ama geleceğimizi! Sağlık sorunları göz önüne alındığında kazandıracak mı, yoksa kayıplar mı artacak?

Tehlikeli Oyuncak” kitabının yazarı, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker sorularımızı yanıtladı.

3G ne anlama geliyor?

“3G, kablosuz sistemlerin yani hücresel ağ sisteminin en gelişmişi. Önceden tanıdığımız 1G ve 2G’ye göre çok büyük yenilikleri var. Şu ana kadar sesli iletişim aracı olarak kullandığımız cep telefonunda, artık görüntü, bilgi aktarımı, sayısal veriler, TV, faks, internet, medya haberciliği gibi büyük iletişim kolaylığı getiriyor.”

Çevre ve insan sağlığı üzerinde ne gibi etkileri olacak?

“Bu sistemde iletişim aracı olarak kullandığımız, bir odayı dolduran bütün elektrik aksamını bir telefona soktular. Maalesef para kazanırken çevre ve insan sağlığını hiç düşünmüyorlar. Bu teknoloji ile beraber bugüne kadar 1 baz istasyonu olan yerde, artık 9 tane baz istasyonu olacak! Yani baz istasyonu sayısı çok artacak. İngiltere’de 3G ile beraber baz istasyonu sayısı 50.000–70.000 civarında artış göstermiş.

Daha çok baz istasyonu; daha çok radyasyon, daha çok manyetik kirlilik demek! 3G hem insan hem de çevre sağlığı açsından büyük riskler içeriyor.

İsveç’te, 3G’de bulunan 3 UMTS sistemini test etmişler. İnsan vücudu üzerinde çok önemli zararları olduğunu görmüşler.

TV istasyonunda çalışan kişiler, çalıştıkları ortama girince bir ağırlık ve baş ağrısı hissederler, yoğun stres yaşarlar. Bunun sebebi o istasyonda bulunan a! lıcı ve vericilerdir.

Bazı alışveriş merkezlerine giren insanlar da rahatsızlık duyarlar, rahat nefes alamazlar, kalp hastaları daha fazla rahatsız olur. Bunun sebebi de o alışveriş merkezinde bulunan baz istasyonlarının sebep olduğu kuvvetli radyasyondur.

2G’nin DNA’yı olumsuz etkilediği, kansere sebep olduğu birçok ülkede yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlandı. Bu araştırmaların çoğunu Tehlikeli Oyuncak kitabımda açıklamıştım. Eylül ayında Hayykitap’tan yayımlanacak ikinci kitabımda da son araştırmaları açıklayacağım!”

Çocukların geleceğini nasıl etkileyecek?

“Baz istasyonuna ilk 300 m mesafede oynayan çocukların, diğer çocuklara oranla %500 daha fazla kanser olma riski taşıdıkları yine bilimsel araştırmalarla kanıtlandı. Okul, hastane, park gibi alanların çevresinde kesinlikle baz istasyonu ve yüksek gerilim hattı bulunmaması gerekiyor. Bizim ülkemiz maalesef bu konuda da gariplikler ülkesi! Birçok hastane, park ve okul çevresi baz istasyonları ile çevrili.

Anne ve babalar cep telefonunu çocuklara ödül olarak kesinlikle vermemeli! Çünkü bu ödül değil, onların hayatıntan sağlıklarını çalan ölümcül bir alet!

Dikkat edin baz istasyonlarında örümcekler yaşamaz, kuşlar da çevresine yuva yapmaz! Elektromanyetik kirlilik hayvanları ve doğal hayatı da çok olumsuz etkiliyor. Yeni sistem doğal hayatı tehdit ediyor!”

Hangi hastalıklarda artışlar görülecek?

“Kalp ameliyatı geçirmiş olanlar İstanbul gibi büyük metropollerde yaşayamaz hale gelecek.

Alerji vakalarında büyük artışlar gözlenecek. İsveç’te yapılan bir araştırmada 3G sisteminin gelmesinin ardından alerji vakalarından büyük artış gözlenmiş.

Almanya’da yapılan bir araştırmada da çocuklarda erken ergenlik ve obezite, kadınlarda menopoz sorunlarında artışlar ortaya çıkmış.”

Peki, hem çevre hem de insan sağlığını korumak için çözüm ne?

“Cep telefonlarının mümkün olduğunca az kullanılması gerekiyor. Çünkü sağlığa tamir ed! ilemeyecek derecede büyük zararlar veriyor. Mevcut sistem insanları korumuyor.

Sigara konusunda devlet ve toplum çok geç uyandı ama artık büyük hassasiyet gösteriliyor. Çok geç olmadan cep telefonu konusunda da aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor. Bunun için, sivil toplum örgütlerine, devlete ve özellikle telefon kullanan vatandaşlara büyük görev düşüyor.”

Kategoriler
Bilişim Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Sirkenin Marifetleri, Sırları

Bilgisayar ve çevre birimleri temizler:
Bilgisayarınız, yazıcınız, faks makineniz ve diğer ev ofis araçlarını tozdan uzak tutarsanız daha iyi çalışacaktır. Temizliğe başlamadan önce tüm ekipmanların kapalı olduğundan emin olun. Bir kaba eşit miktarlarda su ve sirke koyun. Temiz bir bezi bu karışımın içinde nemlendirin, asla sprey şişesi kullanmayın. Silmeye başlayın. Klavyenizin tuşları gibi dar yerleri silmek için ise elinizde birkaç pamuk tomarı bulundurun.
Bilgisayarınızın faresini temizler:
Eski model toplu farenizi temizlemek için yarı yarıya sirke-su karışımı kullanın. Öncelikle, topu farenin altından çıkarın. Karışıma batırarak nemlendirdiğiniz bezi sıktıktan sonra topu temizleyin ve fare üzerindeki parmak izlerini ve kirleri çıkarmak için farenin kendisini de silin. Topun yuvasını temizlemek için bir parça nemlendirilmiş pamuk kullanın, topu yerine takmadan önce birkaç saat kurumasını bekleyin.
Duman kokusunu giderir:
Eğer eti pişirirken yaktıysanız ya da evinizde ard arda sigara içiliyorsa, kokunun en yoğun olduğu yere, dörtte üçünü üzüm ya da elma sirkesiyle doldurduğunuz bir kase koyarak duman kokusunu giderebilirsiniz. Koku evinizin tümüne dağıldıysa farklı odalarda birkaç kase kullanabilirsiniz. Koku bir günden daha kısa sürede kaybolacaktır.
Küf lekesini yok eder: Küf lekelerini çıkarmak için sirkeye başvurun. Sirkeyi ilave havalandırma olmaksızın güvenle kullanabilir ve her yüzeye uygulayabilirsiniz. Sirkeyi banyonun demirbaş eşyalarında, fayanslarda, mobilyalarda, boyalı yüzeylerde, plastik perdelerde ve buna benzer birçok yüzeyde kullanabilirsiniz. Hafif lekeler için, sirkeyi eşit miktarda suyla seyreltin.
Krom ve paslanmaz çeliği temizler: Evinizdeki krom ve paslanmaz çeliği temizlemek için, sprey şişesine koyduğunuz seyreltilmiş sirkeyle ve yumuşak bir bezle parlatabilirsiniz.

Gümüşlerinizi parlatır: Gümüş bilezik, yüzük ve diğer takılarınızın yanında evdeki gümüş eşyalarınızın yeni gibi parlaması için yarım bardak sirke ve 2 yemek kaşığı karbonat karıştırdığınız suyun içinde 2-3 saat bekletin. Sonra soğuk suyun altında durulayın ve yumuşak bir bezle kurutun.

Tükenmez kalem lekelerini siler: Tükenmez kalem lekesi olan yere kumaş ya da sünger kullanarak biraz sirke bastırın. Leke çıkana kadar bu işlemi tekrarlayın.
Yapıştırıcıları, fiyat etiketlerini çıkarır: Çocuğunuzun mobilyanıza ya da duvarınıza yapıştırdığı etiketileri çıkarmak için, kenarlarına ve köşelerine biraz sirkeyi emdirin ve dikkatlice kredi kartı ya da plastik telefon kartıyla kazıyın. Cam, plastik gibi yüzeylerdeki fiyat etiketlerini çıkarmak için üzerine biraz daha fazla sirke dökün, birkaç dakika bekleyin ve temiz bir kumaşla çıkarın.
Makasınızı parlatır:
Makasınız kirlendiğinde ve yapışkan olduğunda yıkamak için su kullanmayın. Bunun yerine makasınızın keskin kısmını sirkeye batırılmış bir bezle temizleyin ve sonra kurutun.
Kokan tuvaletinizi tazeler: Öncelikle banyonuzdaki eşyaları dışarı çıkarın, sonra duvarları, tavanı ve zemini, 4 litre suya karıştıracağınız 1 fincan sirke ve 1 fincan amonyak ve ¼ fincan karbonat ile yıkayın. Tuvaletin kapısını açık bırakın ve eşyalarınızı içeriye yerleştirmeden önce içerinin kurumasına izin verin.
Halılarınızı eski haline getirir: Eğer halılarınız eskimiş ve kirli görünüyorsa, eskisi gibi parlak ve canlı görünmeleri için 4 litre suyun için 1 fincan sirke kattığınız suya çalı süpürgeyi daldırın ve bununla halınızı süpürün. Halınızın ucundaki rengi atmış iplikler de ışıldayacak ve bu solüsyonu durulamanıza gerek yok.
Halıdaki lekeleri çıkarır: Halınızdaki lekeleri sirkeyle çıkarmak için,
Hafif lekeler için yarım fincan sirke içinde 2 çorba kaşığı tuzu eritin, bu suyla lekeli yeri ovalayın, kurumasını bekleyip, elektrik süpürgesiyle süpürün.
Daha büyük ve koyu lekeler için, karışıma 2 çorba kaşığı boraks ekleyin ve aynı şekilde temizleyin.
Daha inatçı ve halının içine işlemiş kir ve lekeler için, 1 yemek kaşığı sirke ile bir yemek kaşığı mısır nişastasından macun yapın ve kuru biz bez kullanarak lekenin içine iyice ovalayarak yedirin ve 2 gün bu şekilde bekleyin, sonra süpürün.
Leke çıkarıcı sprey hazırlamak için, şişeyi 5 ölçü su ve 1 ölçü sirkeyle doldurun. İkinci bir şişeyi de 1 ölçü köpüksüz amonyak ve 5 ölçü suyla doldurun. Lekeye bu karışımı yedirin. Birkaç dakika bekleyin sonra temiz, kuru bir bezle kurutun. Leke çıkana kadar bunu tekrar edin.
Mum lekesini yok eder: Romantik bir gecenin ışıltısı olan mumlar, ahşap mobilyalarınızda genellikle leke bırakır. Bu lekeyi çıkarırken, lekeyi yumuşatmak için fön makinesini en sıcak ayarına getirin ve kağıt havluyla kurutabildiğiniz kadar kurutun. Sonra, eşit miktardaki su-sirke karışımına batırılmış kumaş ile ovalayın. Yumuşak ve emici bir bezle kurulayın.
Mobilyalardaki su lekesini çıkarır: Ahşap mobilyalar üzerine bırakılan ıslak bardakların bıraktığı beyaz halkaları çıkarmak için eşit oranda sirke, zeytinyağını karıştırın ve bu karışımı yumuşak bir bezle lekeye uygulayın. Parlatmak için ise başka temiz ve yumuşak bez kullanın.
Mutfakta ve yemek pişirirken
Buzdolabınızı temizler: Kapının sızdırmaz contası ve sebze-meyve gözleri de dahil buzdolabınızın içini ve dışını temizlemek için eşit miktarlarda su ve sirkeyi karıştırın. Küf oluşumunu önlemek için, iç kapıları ve içteki gözleri bez üzerine sirke dökerek silin. Ayrıca, buzdolabınızın üzerinde birikmiş toz ve kirleri silmek için seyreltilmiş sirke kullanabilirsiniz.
Mikrodalga fırınınızı buharla temizler: İçi ¼ fincan sirke ve 1 fincan suyla dolu cam kaseyi fırının içine yerleştirin ve en yüksek ısıda 5 dakika bekleyin. Kase soğuduğunda, bir kumaş ya da süngeri bu sıvıya batırın ve iç yüzeydeki lekeleri temizleyin.
Kesme tahtasını mikroplardan temizler: Her kullanımdan sonra, tahtaları doğrudan sirkeyle silip temizleyebilirsiniz. Sirkenin içindeki asetik asit, E.coli, Salmonella, and Staphylococcus gibi zararlı mikroplara karşı iyi bir dezenfektandır. Asla su ve bulaşık deterjanı kullanmayın. Çünkü, bu tahtanın liflerini zayıflatır.
Bulaşık makinenizi yıkayabilirsiniz: Bulaşık makinenizin performansını yüksek düzeyde tutmak ve sabun tabakası oluşumunu yok etmek için, ünitenin altına seyreltilmiş 1 fincan sirke dökün ya da üstteki rafa bir kasenin içine sirke koyun. Sonra bulaşık makinenizi bulaşık ya da detarjan koymadan tam devir çalıştırın. Özellikle suyunuz sertse, bunu ayda bir tekrarlayın. Ancak, bu işlemi uygulamadan önce bulaşık makinenizin kullanım klavuzuna bir göz atın.
Porselen, kristal ve çam eşyalarınızı temizler: Cam eşyalarınızı parlatmak için durulama suyuna sirke ekleyebilirsiniz. Cam eşyalarınızı her gün parlaması için, bulaşık makinenizin durulama devrine ¼ fincan sirke ekleyin.
Kristal eşyalarınızı parlatmak için bulaşık makinenizi durulama suyuna 2 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sonra, bunları 3 ölçü su ve 1 ölçü sirke ile hazırladığınız su ile durulayın ve açık havada kurutun.
Fincanlardan çay, kahve lekelerini çıkarır: Bunun için, eşit miktarda sirke ve tuzla ovalamayı deneyin, sonra bunları ılık suyun altında durulayın.
Su ısıtıcınızı (kettle) temizlemek için: Makinenizde biriken kireç ve mineral kalıntılarını temizlemek için, 3 fincan sirkeyi 5 dakika süreyle iyice kaynatın ve sirkeyi gece boyunca içinde bırakın. Ertesi gün soğuk suyla durulayın.
Kızartma sonrası temizlik yapar: Kızartma işini bitirdiğinizde ocağın üstüne, duvarlara sıçrayan yağ damlacıklarını temizlemek için, bunları seyreltilmiş sirkeye batırılmış sünger ile silebilirsiniz. Durulamak için soğuk suyla ıslatılmış başka bir sünger kullanın, sonra da yumuşak bir bezle kurutun.
Kızartma tavanızı korur: Kızartma tavanızda 10 dakika boyunca 2 fincan sirke kaynatmak, birkaç ay boyunca yiyeceklerinizin yapışmasını önler.
Mutfağınızın havasını temizler: Mutfağınıza dün pişirdiğiniz yemeğin kokusu sindiyse, 1 fincan suya yarım fincan sirke karıştırın. Ve karışım buharlaşana kadar kaynatın.
Yumurtanızı daha iyi haşlamanıza yardım eder: Yumurta haşladığınız suya litre başına 2 yemek kaşığı sirke ekleyerek, yumurtanızın çatlamasını önleyebilir ve kabuğunun daha kolay soyulmasını sağlayabilirsiniz.
Sebze ve meyvelerinizi temizler: Meyve ve sebzelerinizi yemeden önce, gizli kirleri, tarım ilaçlarını ve hatta küçük böcekleri yok etmek için, 4 litre soğuk suyun içine 4 yemek kaşığı elma sirkesi koyun, sebze ve meyvelerinizi bunun içinde durulayın.
Elinizdeki kokuları çıkarır: Yemek hazırladıktan sonra ellerinize sinen soğan, sarımsak ve balık kokusunu çıkarmak çok zordur. Sebzelerinizi dilimlemeden ya da balıkları temizlemeden önce biraz saf sirkeyle ellerinizi ovalamanız işe yarayacaktır.
Nefesinizi tazeler: Soğanlı ya da sarımsaklı bir yemekten sonra nefesinizin kısa sürede güzel kokmasının ve tazelenmesinin yolu, bir bardak ılık suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı tuzu eritip bununla ağzınızı durulamaktır.
Boğaz ağrısını hafifletir: 3 şekilde boğaz ağrısına iyi gelir;
Boğazınız öksürükten dolayı tahriş olduysa ya da konuşmaktan ve şarkı söylemekten dolayı ağrıyorsa, bir bardak ılık suda 1 yemek kaşığı elma sirkesiyle 1 çay kaşığı tuzu eritin ve bununla günde birkaç kez gargara yapın.
Boğazınız grip ya da soğuk algınlığından dolayı ağrıyorsa, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ile 1 tatlı kağığı balı karıştırın ve 4 saatte bir, 1 yemek kaşığı yutun.
Öksürük ve boğaz ağrısını hafifletmek için, yarım fincan sirke, yarım fincan su, 4 çay kaşığı bal ile 1 çay kaşığı acı sosu karıştırın. Günde 4-5 kez, 1 yemek kaşığı için. Birini özellikle yatmadan önce için. 1 yaşın altındaki bebeklerinize bal vermemeniz gerektiğini unutmayın.

Kategoriler
Bilişim Gerekli Bilgiler Sağlık Teknoloji

Cep Telefonunun Tespit Edilen Zararları

Tıpkı sigaradaki gibi. 1960’larda, sigaranın sadece öksürüğe sebep olduğu söyleniyordu. Bugün artık çok iyi biliyoruz ki, kanserin baş etkenlerinden biri. Veriler gösteriyor ki abone başına aylık ortalama kullanım dakikası verileri (MoU) incelendiğinde, 2009’un ilk üç ayında 2008’in aynı dilimine göre hayli artmış. Anlayacağınız ceple yatıp ceple kalkmışız. Artış yüzdeleri Turkcell’de 45, Vodafone’da 13,7, Avea’da ise 8. Bir ayda Turkcell’li 107,1 dakika, Vodafone’lu 141 dakika, Avea’lı ise 188 dakika konuşmuş. Tabii bu sayılar ortalama. Günde yarım ya da bir saat konuşanlar var. Konuşma alışkanlığının yanı sıra teknolojiyi takipte de, kelimenin tam anlamıyla, ‘cep telefonu’ müptelasıyız. Ortalama cihaz yenileme süresi Avrupa’da 2 yıl iken, Türkiye’de 11 ay.

Her an ve her yerde ulaşılmayı sağlayan bu teknolojik ürün dünya genelinde büyük ilgi görüyor. Uluslararası araştırma şirketlerinden IDC’nin çalışması bunu doğruluyor. Geçen yılın ocak, şubat ve mart aylarında 290 milyon cep telefonu satılmış. Bu yılki satış global ekonomik krizin tesiriyle 244 milyona gerilemiş. Dünya Telekomünikasyon Birliği (ITU), bu yılbaşı cep abone sayısının 4 milyarı geçeceğini duyurmuştu. Mobil telefon daha ziyade gençler arasında revaçta. Türkiye’de Turkcell’in 36,4, Vodafone’un 15,5 ve Avea’nın 12,6 milyon abonesi var. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. Bu durum, cep telefonunun sağlığa zararında ülkemiz için yadsınamaz bir dezavantaj oluşturuyor.

TEHLİKEYİ KİM ÖRTÜYOR?

‘Elektromanyetik dalgaların insanda yol açtığı tahribatın açık bir dille ortaya konulmamasında teknoloji firmalarının baskıları ne derece etkin?’ sorusunun muhatapları, elbette ki hükûmetler. Birkaç dikkat çekici bilgiyle başlayalım. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), cep telefonları ve baz istasyonlarının yaydığı radyo dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanları, muhtemel kanserojen içeren 2-B grubuna dahil etti. İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu da, cep telefonunun bilhassa küçük çocuklarda tümör riski doğurduğunu bildirdi. Çok yeni ve geniş çaplı araştırma sonuçları gerçekten vahim. ABD’li ve Danimarkalı bilim adamları 1990’ların sonunda dünyaya merhaba diyen 13 bin 159 çocuğu inceliyor. Belirliyorlar ki; hamileyken günde 2-3 defa cep telefonu kullananlarda, davranış bozukluğu yaşayan çocuk ihtimali yüzde 54 yükseliyor. Risk, çocuk ceple 7 yaşından evvel tanışırsa yüzde 80’lere fırlıyor. Bu annelerin çocuklarının karşı karşıya bulunduğu diğer risk yüzdeleri; hiperaktivitede 35, duygusal ve psikolojik problem yaşamada 25, arkadaşlarıyla sıkıntılı iletişim kurmada 34 ve çevresiyle uyum bozukluğunda 49 çoğalıyor.

Cebin sağlığa verdiği zararda ana unsur cihazın kullanım süresi ve kullanırken vücuda yakınlığı. Cep telefonu üreticileri ve onları destekleyen araştırmacılar maalesef bu kriterleri önemsemiyor. Radyo frekans dalgaları ve elektromanyetik alan iki türlü. İlki iyonlaştırıcı, ikincisi iyonlaştırıcısız. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirurji Klinik Şefi Doç. Dr. İlhan Elmacı, cep telefonu kaynaklı dalga ve alanların iyonlaştırıcısızlığına sığınıldığının ve bu yüzden sağlığa zarar öngörülmediğinin altını çiziyor. Oysa gerçek sanıldığının tersine. Amerikan Ulusal Sağlık Örgütü’nün yayınlarını tarayan Doç. Dr. Elmacı, ‘mobil phone – brain’ (cep telefonu ve beyin) konulu 293 yayınla karşılaşıyor. 20’si 2009 tarihli. Yayınların çoğu, insan sağlığına maksimum değer atfeden Kuzey Avrupa ülkeleri ile Japonya’dan. “Bu alandaki araştırmalarda ciddi bir yoğunlaşma var.” diyen Doç. Elmacı, şu ana kadarki çalışmalarda varılan sonucu şöyle özetliyor: “10 yıl süreyle aynı el ve kulağını kullanarak cep telefonuyla konuşan kişide glial (beynin kendi hücrelerinden köken alan) beyin tümörü ve işitme siniri kökenli tümör oluşma ihtimali yüzde 30 artmaktadır.” Süredeki eşik 10 yıl, başka bir söyleyişle 2 bin saat. Zaten günde yarım saat cepten konuşan bir kişi yaklaşık 10 yılda saat limitini dolduruyor. GSM operatörlerinin ‘sınırsız konuş’ kampanyalarıyla olayın hangi boyutlara ulaştığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaba bir hesapla, günde 1 saatlik görüşme, tehlikenin kapıyı çalacağı yıl limitini 5’e indiriyor.

Çevreye dağılan radyasyon cep telefonu çaldığında ve aranan numaranın bağlandığı anlarda yoğunlaşıyor. Telefonun kulak mesafesindeki hayatiyet derecesi, konuşma süresindekini aratmıyor. Ha bir inç ( 1 inç 2,54 cm ), ha 8 inç dememek gerekiyor. Telefondaki çağrıyı onayladıktan ya da karşıya bağlandıktan bir iki saniye sonra kulağı cihaza yaklaştırmak da sağlık açısından göz ardı edilemez bir tedbir.

ÇOCUKLARI CEPTEN UZAK TUTUN

Doç. Dr. Elmacı’nın anlattığı bir ayrıntı, aynı zamanda biraz ürkütücü. Beynimiz yaratılıştan koruma altında. ‘Kan beyin bariyeri’ sayesinde her mikrop beyne geçemiyor. Bazı deney hayvanları üzerinde bu nüans irdelenmiş. Fareler bir hafta boyunca günde ikişer saat elektromanyetik alana bırakıldığında, koruyucu bariyerin bozulduğu; durumun, hayvanlarda baş ağrısı ve ateşlenme yaptığı belirlenmiş. Elmacı, araştırmaların, “cep telefonu sigaradan daha tehlikedir”, “çocuk elindeki cep telefonunu hemen bırak” netliği kazandığını söylüyor. Niçin çocuklar? Cevabı, Hayykitap’ın yayınladığı ‘Tehlikeli Oyuncak’ adlı eserin yazarlarından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker’den öğreniyoruz. Cep görüşmesinde radyasyonun yüzde 40-50’si kulak bölgesiyle kafatasını çevreliyor. Artanı geriye dönüyor. Ama çocukların kafatasları yetişkinlere nazaran bir hayli ince. Radyasyon çocuktaki beynin tümünü etkiliyor. Öte yandan gelişim çağındayken, vücuttaki her mekanizma etkilenmeye müsait. Şeker, “Fizikte rezonans denen bir olay vardır. Çocukların ölçüleri ile cep telefonu dalgaları birbirine çok yakındır. O nedenle çocuklar büyüklerden çok daha fazla enerjiye maruz kalırlar.” diyor. Medya çalışanları ve havaalanı radar görevlilerinin sık sık baş ağrısından yakınmalarının ardındaki gerçek de, elektromanyetik ortam imiş.

DOMATES BİLE BÜZÜLÜYOR

Şeker ilginç bir anekdot aktarıyor. Rusya’daki ABD elçiliğine Ruslar bilgi kotarmak gayesiyle epey bir müddet elektromanyetik şok uyguluyor. Amerikalılar olayı fark etmesine rağmen ‘zararsızdır’ düşüncesiyle aldırmıyor. 30 yılda dört elçiden üçü kanserden ölünce, elçilik Doğu Almanya’nın Bonn şehrine taşınıyor. Fransa’nın Clerment Ferrand Üniversitesi’ndeki cep telefonu deneyi de çok ilgi çekici. Le Parisien Gazetesi’nin manşetten duyurduğu deneyde, 10 dakika çalışan bir telefonun yanında duran domatesler yüksek oranda stres hormonu salgılıyor. 6 saat bittiğinde ezilip büzüşerek kendiliklerinden parçalanıyor.

Sakarya Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci’nin cep araştırmasında, ‘biyokimyasal reaksiyon’ ve ‘psikolojik bozukluk’ sonuçlarıyla karşılaşıldı. Cep başta konsantrasyonu ters yüz ediyordu. Sinirlilik, uyku düzensizliği, huysuzluk ve bitkinlik hâlleri sebebiyle yaşam kalitesi düşüyordu.

Dünyaca tanınan çok ödüllü beyin cerrahlarından Dr. Vini Gautam Krurana, cep telefonu hakkında yüzü aşkın araştırma ve incelemeye imza atmanın tecrübesiyle, kesinlikle bu cihazdan uzak durulmasını tavsiye ediyor. Önümüzdeki 10-15 yılda bu cihazdan dolayı ölen insan sayısında olağanüstü artışlar kaydedileceğini ileri süren uzman; cihazın sağlığı sigara, hatta asbestten dahi fazla zarara uğrattığını ifade ediyor. Krurana’ya göre, mutlaka bir gün cep telefonlarının üzerine de ‘sağlığa zararladır’ ibaresi yazılacak.

Aslında cep telefonu yakın tutulan her organı sağlıksızlaştırıyor. İşin açıkçası cebimizde baz istasyonu taşıyoruz. Genellikle kulak ve beyne yaklaştırıldığından bu organlarda gelişen zararlar öne çıkıyor. Dünyaca meşhur beyin cerrahımız Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in cep telefonu kullanmayı hiç tercih etmediği bilgisini dilediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Üstelik yakın çevresine telkin ediyor bunu. İnsanlık acaba sigaradaki acı sonucun bir benzerini cepte de görmek için onlarca yıl bekleyecek mi? Genç Türkiye, ‘genç kanserliler ülkesi’ne dönüşmeden uyanma vakti şimdi!

Cep telefonunun tespit edilen zararları

KISA VADELİ: Geçici işitme aksaklıkları, Gözlerde kararma, sulanma ve yanma, Kalp ritminde bozukluk, Kalp pilinin arızalanma riski, Yoğun stres ve yorgunluk hâli, Konsantrasyon ve dikkat dağılması, Baş ağrısı ve sersemleme, Unutkanlık, refleks zafiyeti, Kulakta çınlama ve ısınma, Görüş alanında daralma, Gözlerin çapaklanması.

UZUN VADELİ: Beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, Lenfoma (beyaz kan hücresi) kanseri, Cilt kanseri, Yüksek tansiyon, Görme bozukluğu, Kan hücrelerinin deformasyonu, Kan beyin bariyerinin zedelenmesi, Kalıcı işitme kayıpları, Kalp hastalıkları, Hafızada zayıflama, Embriyo gelişiminin zarara uğraması, Düşük ihtimalinde artış, Sperm sayısının azalması, Bağışıklık sisteminde arızalar.

Birkaç önemli ikaz

Kısa sürelerle konuşun. Gerekmedikçe konuşmayın. Sabit hatları tercih edin. Zararı tümden engelleyemese de kulaklıkla görüşün. Kısa bilgi iletimlerini mesajla gerçekleştirin. Geceleri cep telefonunu kapatın. Hamileyseniz, mecbur kalmadıkça kullanmayın. Cihazlardan mümkün olduğunca uzak durun. Acil vaziyetler haricinde çocukları cepten görüştürmeyin. Siz görüşürken yakınınızda çocuk bulundurmayın. Telefon çalar çalmaz ya da karşı tarafı arar aramaz cihazı kulağınıza dayamayın. Cep telefonu bilhassa kalp, beyin ve üreme organlarına yakın yerlerde taşınmamalı. Dar ve kapalı alanlarda görüşme yapmaktan kaçının. Örneğin asansör ve otomobil gibi mekânlarda cihaz çekmediği için iletilen radyasyon artacaktır. Cep telefonu bir oyun ya da müzik dinleme aracı değildir.

Kategoriler
Apple Bilişim İnternet Linux Teknoloji Windows

Paylaşım sitelerinden indirme yada yükleme sorunu

Bildiğiniz üzere forumlar genelde paylaşım için kuruluyor. Paylaşım için ise belli bir disk alanına sahip olmamız gerek. Bu disk alanı paylaşacağımız dosyaları internet sistemine yüklemek için kullanıyoruz. Genelde forum sayfalarının web alanları büyüktür ama işin içine film yada mp3 girdiğinde o büyük boyutlar bile yetmeyebiliyor. Bu durumda uploaded.net gibi devasa büyüklükteki paylaşım sitelerini tercih etmek zorunda kalıyoruz. Bu tarz siteleri kullanmak zorundayız çünkü paylaşımın sürekliliğini ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Bir kaç tavsiyem olacak bütün okuyucularımıza. Önce bir dropbox hesabı açın. Yetmesse 4shared hesabıda açın. Bu iki site sizin dosyalarınızı yedeklemenize ve istediğiniz gibi paylaşmanıza olanak tanıyacak. Başka yöntem yokmu? Ellbette var buyrun inceleyelim.

1. Uploaded paylaşımda en büyük site ve korkunç büyük bir sistem. O yüzden en fazla tercih edilen paylaşım sitesidir. İndirme sorunu yaşıyor olmanız doğal çünkü bu gibi büyük sistemler çok yoğun teknolojik altyapı ve profosyonel eleman ister. Bu da doğal olarak para demek. Premium üyeliğiniz yoksa rapid bir kaç download dan sonra daha fazla indirmenizi engellemek için IP (internet protokol) işaretleyerek sizin IP den gelen istekleri reddeder.Bunun çözümü IP yenilemektir. Eğer modem size ait yada ulaşabileceğiniz yerde ise ve statik IP kullanmıyorsanız ki büyük ihdimal dynamic IP kullanıyorsunuzdur modeminizi kapatıp 1 dk bekledikten sonra açarsanız yeniden indirebilirsiniz. Çünkü telekom modeminizi her kapatıp açmanızda size yeni bir IP adresi atar. Bu premium üyeliği olmayan arkadaşlarımızın kullandığı ve kullanmak zorunda olduğu yol. Bir diğer yol ise premium hesabı satın almak.

2. Download linklerinin tamamı premium üyeliği olan arkadaşlarımız tarafından verilmiyor olabilir. Eğer upload eden kişinin premium üyeliği yoksa 10 adet downloaddan sonra sistem dosyayı otomatik olarak siler. Tekrar upload edilip link yenilenmediği sürece indirilemez.

3. Sitemize upload şansı tanıyoruz fakat bu büyük bir sermaye istediğinden sitemizin bütçesi buna yetmiyor. Bu sebeble ve artık verilen dosyaların boyutları büyüdüğünden turbobit tarzı paylaşım portallarını kullanmak zorundayız. Bu konuda anlayışınızı beklemekten başka çaremiz yok.

4. Diğer paylaşım sistemlerini aşağıda sıraladım. Bildiğiniz sistemler varsa onlarıda kullanabilirsiniz. Aklınıza takılanları sorabilirsiniz.

www.turbobit.com

www.ul.tu

www.freakshare.com

www.turboupload.com

www.upload.gen.tr